Hocam, tanınmış İlahiyatçı bir profesörün medya ortamında Kadir Suresini açıklarken, ayette yer alan ruh kelimesinin cebrail olarak indiğini söylemesini anlamadım ve dikkatimi çekti. Bu surede sabaha kadar inecek olan melekler ve ruh ne anlama gelmektedir. Burada sözü edilen ruh cebrail mi olmaktadır ? Türkçe meallerini okusak da biz böyle ayetleri tam olarak anlamakta zorlanıyoruz. Siz bize bunları açıklayabilir misiniz ? Selamlarımla teşekkür ederim.
Değerli Kardeşim ! Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun !
Ülkemizde değişik ortamlarda din adına konuşan gerek araştırmacı yazarlardan bazıları, gerekse akademisyen öğretim görevlilerinin bazıları almış oldukları eğitim temelinde maalesef Kur’anın asıl mesajından çok farklı ve yanlış bir şekilde aktarımlarda bulunabilmektedirler. Siz de bir ilâhiyatçı akademisyenin Kadir Sûresinin ayetleri ile ilgili olarak yaptığı açıklaması üzerine oldukça yerinde ve doğru bir noktaya dikkat çekerek birkaç farklı kavrama yönelik sorular oluşturmuşsunuz. Biz sitemizde sizin değindiğiniz bu ayrıntılar ile ilgili olarak birçok makalemizde oldukça geniş açıklamalarda bulunduk. Bu zeminde ise size de ana hatlarıyla gerekli açıklamaları yapmaya çalışalım. Bunun için de önce Kadir Sûresinin ayetlerinin orijinalini göz önünde tutmamız gerekecektir.
KADR 1 : innâ enzelnâhu fi leyletil kadr 2 : Vemâ edrake mâ leyletül kadr 3 : Leyletül kadri hayrum min elfi şehr 4 : Tenezzelül melâiketü ver rûhu fihâ bi izni rabbihim min külli emr 5 : Selâmün hiye hattâ matleıl fecr.
KADR 1 : Şüphesiz Biz, O’nu / değerli sayfalar içindeki Kur’anı Kadir gecesinde indirdik. 2 : Kadr gecesi nedir ? / Sana ne bildirdi / öğretti ? 3 : Kadr gecesi bin aydan daha hayırlıdır. 4 : Melâiketü / Haberci ayetler, içlerindeki Ruh / Can katan, canlı tutan güçleriyle Rablerinin izniyle / Bilgisi gereği 5 : O şafak sökene kadar / aydınlığa kavuşuncaya kadar iner dururlar ; her bir işten.
Kadr Sûresinin 4. ayetinin orijinalinde “ tenezzelül “ ifadesi ile lafız karşılığı olarak meleklerin “ hulul “ ettiği, sürekli olarak indiği ifade edilmektedir. Özellikle melekler, Kur’anın dışında Yahudi kaynaklarının etkisi altında kalınarak yanlış olarak halk kültüründe kanatlı gök varlıkları şeklinde kabul edildiğinden, bu ayette de meleklerin gökten indikleri tasavvur edilmektedir. Bu konuda da hayal ürünü ve zanlarla pek çok rivayet uydurulmuştur. Oysa Sûredeki ayetlerin doğru anlaşılabilmesi için melek, melaike, ruh kavramlarının gerçekte ne olduğunun doğru bilinmesi gerekir. Bu ayette yer alan melekler, aslında elektro manyetik radyo dalgaları ve bir tür enerji olan haberci meleklerdir. Rabbimiz de aynen akıllı telefonlardaki iletişimler gibi, ayetlerini bu elektro manyetik radyo dalgaları ile peygamberimizin belleğine nüfuz ettirmektedir. Ayetlerin gökten indiği falan gibi bir şey de yoktur. Çünkü Rabbimiz gökte, yerde ve Kâinatın her noktasında da var olandır. Elektro manyetik radyo dalgaları şeklindeki Melekler / Bu enerji türleri de zaten yeryüzündedirler, Evrenin her noktasındadırlar. Kâinatın oluşturulması ile birlikte var olan bu enerjiler ve enerji değişimleri kıyamet anına kadar yeryüzündeki her türlü oluşumu hükmi kanunlarla kodlanmış, programlanmış olarak yöneteceklerdir. Kur’anın bize anlattığı melekler, Kâinatın yaratılmasından bu yana sürekli çalışan ve kıyamete kadar da çalışacak olan ve ancak kıyametle birlikte göğe yükseltilecek, enerji ve enerji değişimlerinden ibaret olan “ Sıcaklık, basınç, rüzgâr, fırtına, boran, yağmur, itme, kaldırma, mıknatıslanma, çekme, elektro manyetik ve radyoaktif dalgalar, elektrik, ışıma, potansiyel, kinetik enerjiler gibi.. ) doğa güçleridir, Allah’ın hükümleridir, ( Fizik, Kimya, Biyoloji, Astronomi ve Uzay gibi.. ) kanunlardır. ( Kur’ana Göre Melek Kavramı başlıklı makalemizde daha ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz. )
Ayette yer alan Ruh sözcüğü konusunda, halk kültüründe de, birçok ilâhiyatçı akademisyenin kabulünde de çok yanlış inançlar bulunmaktadır. Doğrudan doğruya ayet orijinallerinde yer almadığı halde, yanlış Yahudi inançlarının etkisi altında kalınarak ruh sözcüğü için Cebrail denilerek metafizik / Fizik ötesi, her zaman görünmeyen ama insan bedenine dönüşerek görünebilen bir varlık olarak düşünülmektedir. Kur’ana göre ise Ruh , Allah’ın ayetleriyle bize ilettiği bilgilerdir, vahiydir, candır. Bu ayette de aslında Kur’an ile peygamberimize indirilen vahiyden, verilen bilgilerden ve candan, O’na görevi süresince katılan canlılıktan söz edilmektedir. ( Ruh konusundaki ayrıntılara Madde ve Ruh başlıklı yazımızda bakabilirsiniz )
Ayetlerin orijinalinde sizin değindiğiniz gibi Cebrail diye bir sözcük yoktur. Kur’anda bazı ayetlerde yer alan Cibril ve Mikail ifadelerinin de bulunmasıyla beraber, Meleklere imanın şart olduğunu gerektiren, meleklerin işlevini anlatan pek çok ayet bulunmaktadır. Öte yandan klasik kabul ve yorumlarla Cebrail’in kastedildiği zannedilerek yine bazı ayetlerde “ Ruhul Kudüs “, “ Ruhul Emin “, " Ruhena " ifadeleri görülmekte, bu ifadeler ve sözcükler, Yahudi inançlarının etkisinde kalan klasik eserlerde hangi delile dayandığı belirtilmeyen sadece “ denildi ki “ temeline kurulmuş değersiz görüşlerle hiçbir gerçeği yansıtmayan, birçok saçma görüş, zan ve hayali ifadelerle metafizik / fizik ötesi bir varlık olarak " Allah’ın Rasulü Cebrail aleyhisselam “ kavramı kabulüne dönüştürülmüştür.
Dolayısıyla insanın dışında, insan gibi görünebilen, konuşabilen, namaz kılan Metafizik / Fizik ötesi ve ontolojik bir varlık olarak halk kültüründe belleklere Yahudi inançlarından yanlış olarak yerleştirilmiş olan ne bir melek, ne de gökten Allah’ın yerine vahyi indiren Cebrail adında başka bir melek yoktur. Kadr Sûresi ile ilgili Kur’anımızda asıl verilmek istenen mesajları sitemizdeki “ Kadr Sûresi ve Kandil Gecesi “ başlıklı makalemizde ayrıntıları ile birlikte bulabilirsiniz. Allah’ın selamı ve Kur’anın Doğruları sizinle olsun !...