TÜM SORULAR

Soru

Şeyhmus D.   14-06-2024   176

Anem RÜYASINDA beni ve kardeşimi cin çarptığını görüyor sonra anem dua okuyor bizde okuma okuma diyip kafamızı duvarlara vuruyoruz rüyada ondan sonrasını hatırlamıyor

Yanıtlar

Zeki Çelik.      14-06-2024  

Değerli  Kardeşim !  Allah’ın  selamı  ve  rahmeti  üzerinize  olsun !

Annenizin  Cinn  çarpması  ile  ilgili  rüyasına  binaen  bir  ileti  göndermişsiniz.  Ama  ortada  dinimiz  ve  inancımız  adına  herhangi  bir  soru  ifadeniz  bulunmamaktadır. Rüyalar,  psikolojik  olarak  bilinç  altı  bilgi,  yaşanmışlık  ve  inançların  bir  tezahürü   olduğundan,  aslında  gelecekteki  hayatla  da  hiç  bir  ilgisi  bulunmadığından  bizim  ilgi  ve  çalışma  alanımıza  girmemektedir. Ama  biz  yine  de  iletinizde  Cinn  kavramı  yer  aldığından  ve   Müslüman  toplumlarında  çok  yanlış  algılarla  bilinmekte  olduğundan  dolayı  size  Cinn  konusu  hakkında  kısaca  açıklamalarda  bulunmaya  çalışalım.

Genel  olarak  Müslüman  toplumlarının  halk  kültüründe  ulema,  hoca  ve  bazı  ilâhiyatçıların  bir  takım  saptırma  ve  yanlış  yönlendirmelerinden  dolayı,  Kur’anı  Kerim’de  Cinn  Sûresinin  ve  Cinnin  yer  aldığı  ayetlerin  bulunmasından  ve  aktarılanlardan  dolayı,  hacmi  ve  kütlesi  olmayan,  insan  boyutundan  farklı  boyutta  yaşayan  görünmeyen  varlıklar  olarak  Cinlerin  kesinlikle  var  olduğuna  inanılır. Cinn  erkek,  peri  de  kadın  olarak  düşünülür.  Cinnlerin  de  dişili  erkekli  yaşadığı,  doğup  büyüdüğü,  ürediği,  inançları  ve  idealleri  olduğuna  ve  öldüklerine  inanılır.  Kişilerin  halisinasyonlarına  göre,  cinler  kısa  boy,  dikine  göz  bebeği,  seri  hareket,  kanatlı,  çift  baş,  yılan  kafa,  kılıktan  kılığa  girebilme,  korkutmak  için  büyü  ile  insanlara  zaman  zaman  görünebilme,  insanların  içine  girebilme  gibi  özelliklerle  ifade  edilirler.  İnançlara  göre,  Cinnler  de  insanlar  gibi  yemek  yemekte,  içmekte,  insanın  yaptığı  her  şeyi  yapmakta,  dünyada  bizimle  iç  içe  yaşamakta,  grupları,  kabileleri  bulunmakta,  kimileri  evlerin  banyolarında,  samanlıklarda,  helalarda  çöplüklerde  yaşamaktadır.  Kemiklerle,  tezek  ve  yemek  artıkları  ile  beslenmektedirler. Gerçekte  böyle  bir  şey  olmadığı  halde  Cin  çarpması  ile  insanlarda,  hareket  bozukluğu,  rahat  yürüyememe,  vücutta  dengesizlik,  konuşma  bozukluğu,  sara  nöbetleri  oluştuğuna  inanılır.

Cinn  inancı  insanın  var  olup,  bilinçlenmesinden  bu  yana  her  toplumda,  her  dönemde  “ şeytan,  iblis,  melek  “  kavramları  gibi  değişik  anlamlar  ve  hikâyelerle  insanların  yaşamları  içerisinde  çok  yanlış  bilgilerle  yer  almıştır.  Bütün  dinlerde  önemli  bir  yer  tutmuştur.  Halk  kültüründe  edindiği  yerle,  bu  gün  de  ilkel  toplumların  vehim  ve  kuruntularına  dayalı  inançlarının  etkisinden  kurtulabilinmiş  değildir.  Bugün  de  hala  bu  inançlar,  ilkel  ve  yanlış  olarak  devam  etmekte  ve  daha  da  kötüsü  dinimize  fatura  edilmektedir. Bazı  kurnazlar  da  uydurdukları  bir  kaç  Arapça  sözcük  ve  yazı  ile  Cinn  çıkardığını  iddia  ederek  mütedeyyin  insanların  parasını  alıp,  Cinn  olup  kendisi  çarpmaktadır.

Pek  çok  yanlış  ve  gerçek  dışı  Cinn  inancı,  daha  çocukluğumuzun  masalları  ile  “  İn  misin  cin  misin ? “  ifadesiyle  hayatımıza  sokulmakta,  zaman  zaman  da   birden  bire  ortaya  çıkan  kişilere,  karanlıkta  peşimizden  gelen  bir  kediye  veya  tanımadığımız  bir  kişiye  yöneltilen  soru  olarak  kullanılmaktadır. Kötü  davranışlardan  ve  yaramazlıklardan  uzaklaştırılabilmek  için  karanlıkta,  mezarlıkta,  izve,  loş  ve  pis  yerlerde  yürümek,  çöplükte  dolaşmak,  yağmurda  akan  pis  sulara  basmak,  gece  tırnak  kesilmesi,  karanlıkta  olur  olmaz  yerlere  tükürülmesi,  kemiklerin  taharet  için  kullanılması,  gibi  daha  pek  çok  davranışta   “ cin  çarpar “  korkutması  yapılmaktadır. 

Cinni  herkes  merak  eder  ama  hiç  kimsenin  de  halk  kültüründe  söylenenlerden  başka  bir  bilgisi  yoktur.  Aslında  hiç  kimse  de  Cinni  görmemiştir.  Bunun  nedeni   Kur’anın  bizzat  anlaşılmak  üzere  okunmaması  ve  Cinnin,  adının  bile  anılmasından  korkulması  ve  adının  yerine  de  halk  arasında  “ üç  harfliler “   deyiminin  kullanılır  hale  gelmesidir.  Kur’anda  Cinn  Sûresinin  bulunması  pek  çok  ayette  de  “  İns ü  cinn “  deyiminin  yer  almasından  dolayı  bazı  İlâhiyatçılar,  Cinn  vardır,  Cinnin  varlığına   inanmayanlar  küfre  girer  diye  de  korku  üzerine  korku  eklemektedir. Bazıları  da  Cinn  hikâyelerini,  hadislerini,  rivayetlerini  büyük  bir  heyecanla   dramatize   ederek  cahil  insanlara  bir  güzel  anlatmaktadır.  Gerçekte  halk  kültüründe  inanıldığı  gibi,  görünmeyen  ve  ontolojik  bir  varlık  olarak  Cinn  diye  bir  şey  yoktur,  ama  Kur’anımızda  Cinn  Sûresi  bulunmakta  ve  bir  çok  konuda  Cinn  kavramından  söz  edilmektedir.  Sitemizde  “  İn  misin,  Cinn  misin “  başlıklı  makalemizde  bu  konuda  Cinnin  ne  olduğu  ve  gerçek  kavramlarıyla  çok  ayrıntılı  bilgiler  bulabilirsiniz.

Kur’an  ayetlerine  baktığımız  zaman,  Cinn  sözcüğü  melekler / görünmeyen  ve  enerji  türleri  olan  doğa  güçleri   için,  insanın  içinde  bulunan  olumsuz  ve  kötü  duyguları  olan /  iblis  için,  tanınmayan,  kimlikleri  bilinmeyen  yabancı  kişiler  için,  görünmeyen  mikrop,  elektrik,  ışın,  radyasyon,  casuslar,  gibi  çok  kapsamlı  ve  çeşitli  anlamlara  yönelik  olarak  kullanılmıştır. Oysa  Kur'anın  tanımlamalarına  göre  uzakta  bir  inşaatta  çalıştıklarını  gördüğümüz,  tanımadığımız  işçiler  de  bizim  için  Cinndir. Nereden  geldiğini,  ismini  bilmediğimiz,  tanışmadığımız  yabancı  kimseler  de  bizim  için  Cinndir. Herhangi  bir  binada  yan  odada  seslerini  duyduğumuz  tanımadığımız  insanlar  da  bizim  için  Cinndir.  Dolayısıyla  duyu  organlarımızla  tam  olarak  algılayamadığımız,  bilmediğimiz  her  şey  de  bizim  için  Cinndir. 

Halk  kültüründe  yerleşmiş  olan  bu  yanlış  inanç  ve  kavramlara  binaen  bir  çok  ilâhiyatçının  da  uydurulmuş  rivayetlere  dayandırarak  yanlış  olduğu  halde  içerisinde  Cinn  sözcüğünün  bulunmasından  dolayı   “  Nas  “  Sûresinin  okunmasını  önermekte  olduğunu  görmekteyiz..

NAS  1 – 6  :  De  ki  :  “ Cinlerden  /  gözükmeyen,  bilinmeyen,  tanınmayan  varlıklardan,  insten  /  bilinen  varlıklardan  hepsinden,  insanların  akıllarında  kötülük  fısıldayan  vesveseden,  sinsi  düşmanın  kötü  fısıltılarının  kötülüğünden,  insanların  ilâhına,  insanların  hükümdarına  ve  insanların  Rabbine  sığınırım. “

Oysa  bu  ayet  içerisinde  yer  alan  Cinn  sözcüğü,  bizim  bilmediğimiz,  tanımadığımız,  görmediğimiz  varlıklar,  her  türlü  yaratıklardır.  Bunların  hiç  birisi  de  insanı  çarpmaz,  ancak  beklenmeyen  çok  değişik  kötülüklerde  bulunabilirler. Her  türlü  kötülükten  korunmak  için  anlamı  bilinmeden  sadece  Kur'an  ayetlerinin  veya  "  Nas  "  Sûresinin  Arapça  okunmasının  hiç  bir  yararı  olmaz. Nas  Sûresinin  işlevinin,  bütünlük  içerisindeki  bütün  anlamlarının   ve  mesajının  kavranabilmesi  için,  içindeki  Rabb,  İlâh, Cinn,  insan,  vesvas,  hannas,  melik,  vennas,  gibi  her  bir  kavramın  doğru  olarak  öğrenilmesi  gerekir.  Öte  yandan  ayetler  içerisinde  belirtilen  bütün  bu  kötülüklerden  de  korunabilmek  için  öncelikle  Rabbimizin  bize  gönderdiği  Kur'anın  anlaşılarak  okunması,  asıl  olan  Kur'an  öğütleri  çerçevesinde  her  atılacak  adımda  da  bilinçli  ve  dikkatli  olunması,  ayetlerin  uyarısı  doğrultusunda  davranılması  gerekmektedir. Allah’ın  selamı,  rahmeti  ve  Kur’an  ayetlerinin  doğruları  sizinle  olsun  !....

 

Yanıtla yada Konuyla ilgili Soru Sor



SEN DE SOR
SORU SOR
Son Sorular
TAKİP ET