Bismillahirrahmanirrahim ! ( Rahman, Rahim olan Allah adına )
Tenezzelül melâiketü verrûhu fîhâ bi izni Rabbihim. min külli emr. Selâm' hiye hattâ matleil fecr. ( Haberci ayetler, içlerindeki ruh / bilgi, can, can katan, canlı tutan güçleriyle Rablerinin izniyle o şafak sökene kadar / aydınlığa kavuşuncaya kadar iner dururlar, her bir işten. Selam ! ) ( Kadr 4 - 5 )
Kur'anı kendi dilinden anlayarak okumaya başlayan için, onu içinde bulunduğu yanlışlıklardan, karanlıklardan aydınlığa çıkarıncaya, doğruya kavuşuncaya kadar Allah'ın ayetleri, canına can katan ruh ve bilgi onun için de selamete, Allah katında her konudaki en güzele kavuşuncaya kadar iner, iner !
De ki : “ Rabbim, sadece iğrençlikleri ; Onun açık ve gizli olanını, günahları, haksız yere baş kaldırmayı, haklarında hiç bir delil indirmediği şeyleri, Allah’a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram etmiştir. “ ( Araf 33. )
Rabbim ! Açık ve gizli iğrençliklerin, haklarında hiç bir delil indirmediğin şeylerin, Sana ortak koşmanın, hakkında bilmediğim şeyleri söylemenin, insanları yanlış yönlendirmenin azabından Sana sığınırım !
Ve hani onların içlerinden bir ümmet / önderli toplum, " Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla azap edeceği bir topluma ne diye öğüt veriyorsunuz ? " dediği vakit, o uyarıda bulunanlar da dediler ki : " Rabbimize karşı mazeret olsun, bunlar da Allah'ın koruması altına girsinler diye. " ( Araf 164. )
Yüce Kitabımız Kur'anda Nuh Sûresinin 17. ayetinde " Vallahu enbetekum minel ardi nebata " ifadeleriyle Allah’ın yeryüzünde topraktan bir bitki olarak bitirdiğini söyleyerek yarattığı ve aşama aşama geliştirerek akıl, vicdan ve irade verdiği ve düşünme yetisiyle ünsiyet kazandırdığı, sosyal bir varlık olan insanoğlu, kendini bilmeye başladığı ilk zamanlardan itibaren gökyüzünün azametine bakarak merak etmeye başlamıştır. Uçsuz bucaksız gökyüzünü, Güneş’i, Ay’ı ve yıldızları hep izlemiş ve sorgulamıştır. İnsan aklının sınırlarını zorlayan bu kadar devasa yapıya sahip olan Kâinattaki denge ve düzen içerisindeki hareketler, tarih boyunca da düşünürlerin dikkatini çekmiştir. Buna ilişkin de tarih ve çağlar boyunca birçok fikir ve teori ortaya atılmıştır.
Evrenin yaratılışı ile ilgili ilk önemli teoriyi, antik çağlarda M.Ö.4. yüzyılda düşünce sahasında ....
Çevremizde gördüğümüz, tanık olduğumuz, yaratılmış bütün cansız ve canlı varlıklarda olduğu gibi, insanlar da dünyaya gelir, değişik mekânlarda, bir süre değişik yaş ve zaman aralıklarında yaşar, Ali İmran Sûresinin 185. ayetinde “ Her benliği olan ( her canlı ) varlık, ölümü tadıcıdır .” ifadeleriyle ve buna benzer şekilde Enbiya Sûresinin 34 - 35. ayetlerinde de “ Biz senden önce de hiç bir beşer için sonsuzluk tanımadık. Her kimliği olan varlık ölümü tadıcıdır. " denildiği gibi, dünya hayatına, dünyadaki varlıklarına peygamberler de dahil veda ederler. Ölüm, bu dünya yaşamında nefes alma, görme, işitme, yeme, içme, beslenme ve çevre ile sürekli bir iletişim halinde olan canlı bedenin bütün fonksiyonlarının sona ermesi ve bütün canlılar için kaçınılmaz bir gerçek ve biz insanlar için de istenmeyen ürkütücü bir son....
Ölüm, Enbiya Sûresinin 34. ayetinde “ Biz senden önce de hiç bir beşer için sonsuzluk tanımadık. 35 : Her kimliği olan varlık ölümü tadıcıdır. " denildiği ...
DEVAMIMI OKUMüslüman toplumlarında Camilerde günde beş vakit okunan ezanlarda, " Hayya lessalah " ifadesiyle insanlar salat’a davet edilirler. Bütün Müslümanlar ve de kadınlar bu davette ...
DEVAMIMI OKUİnsan, kendisini yaratan, önüne sayısız nimetleri seren, çok merhamet eden, koruyup kollayan ve yaşatan, inandığı Allah’ına kulluğunu göstermek, acizliğini ifade ederek, O’nu ...
DEVAMIMI OKU