TÜM SORULAR

Soru

Remzi Ç.   09-12-2023   43

Hisse senedi islemleri hukmu nasildir.simdiden Allah razi olsun selametle

Yanıtlar

Zeki Çelik.      10-12-2023  

Değerli  Kardeşim !  Allah’ın  selamı  ve  rahmeti   üzerinize  olsun !

Medenileşmiş,  gelişmiş  insan  topluluklarında,  içinde  bulunduğumuz  zaman  diliminde,  bugün  globalleşmiş  ve  iletişimin,  etkileşmenin  çok  kolay  sağlandığı  dünyadaki  sosyal,  ekonomik  ve  ticari  ilişkileriyle,  özellikle  sermaye  sahiplerinin  kazançlarının  arttırılması,  mal  varlıklarının  değerinin  korunabilmesi,  yaşam  standartlarının  daha  da  iyiye  götürülebilmesi  bakımından  sistemler,  yöntemler  ve  bu  yöntemler  içerisindeki  kavramlar  da  sürekli  değişim  göstermektedir.  Evveli  sonu  olmayan  ve  zamandan  ve  bütün  gelişmelerden  ve  ileride  oluşacak  gelişmelerden  de  haberdar  ve  münezzeh  olan  Rabbimiz,  insanlığa  yönelttiği  son  tebliği  olan  Kur’an  ile,  toplumun  bütün  kesimlerinin  huzuru,  refahı  ve  adaletli  bir  paylaşımın,  dayanışmanın  sağlanabilmesi  için  en  büyük  engel  ve  başlarının  belâsı  olan  Riba / Faiz  konusundaki  uyarılarını  aslında  birçok  ayrıntılarla  ve  genel  ifade  ve  kavramlarla  çok  net  olarak  iletmiştir.  

Siz  de  zamanımızda  acımasız  ve  vahşi  bankacılık,  enflasyon   sarmalındaki  ekonomi  sistemlerinde,  olumsuz  etkilenen  ve  kayıplar  içerisinde  olan  bireylerin,  parasal   birikimlerinin  değerinin  korunabilmesi,  hükümetlerin  piyasa  koşullarını  yönetebilmeleri  ve  ayakta  tutabilmeleri  amacıyla  son  yıllarda  etkili  bir  şekilde  gündeme  ve  uygulamaya  sokmuş  olduğu  “  Hisse  senedi  “  uygulamalarının,  riba / faiz  kapsamında  Allah  katındaki  hükmünün  ne  olduğunu  soru  olarak  yöneltmişsiniz. Oldukça  güncel  ve  ekonomik  sistemde  özellikle  Yöneticilerle  ve  Bankacılarla  çokça  uygulanıp  yer  verilen  bu  uygulamaya,  Dinimiz  ve  inancımız  açısından  dikkat  çekmiş  olduğunuzdan  dolayı  size  teşekkür  ederim.  Aslında  Rabbimiz  birçok  ayet  örnekleriyle  değişik  ayrıntı  ve  uyarılarla  kesin  hükmünü  çok  net  olarak  vermiştir  de,  buna  rağmen  Kur’anın  anlatım  ve  uyarılarına  toplum  olarak  bütünüyle  vakıf  olamadığımız  ve  bu  konularda  çok  değişik  spekilasyonların  yapılmasından  dolayı  da  biz  insan  oğlu  olarak  yine  de  bugünkü  sistemlerden  de  kopmamak  için  acaba  bizim  istediğimiz  şekilde,  Allah  katındaki  sorumluluklardan  da  kurtulabilmemiz  açısından  bir  çıkış  yolu  var  mıdır ?  arayışı  içerisinde  olabilmekteyiz. 

Değerli  kardeşim !  Bu  dünya  üzerindeki  yaşamın  her  konusundaki,  ayrıntının  hükmü  elbette  ki  sadece  Rabbimize  aittir,  biz  ise  ancak  yine  de  Kur’anımızın  doğruları  çerçevesinde  kalarak  düşüncelerimizi  dile  getirebiliriz.  Aslında  bizim  ise  birçok  ayetle  ve  ayrıntılarla  aktarılan  bu  konulardaki  uyarıların  tamamına  yer  vererek  konuya  yaklaşmamızın  bu  zeminde  olanağı  yoktur. Bundan  önceki  sorunuzda  size  riba  /  faiz  konusunda  Kur’an  ayetleriyle  ana  hatlarında  açıklamalarda  bulunduk,  bu  kez  de  sadece  “  Hisse  senedi  “  alımı  konusunda  düşüncelerimizi  yine  bazı  Kur’an  ayetleri  bağlamında  aktarmaya  çalışalım.

Kur’anda   yasaklanan  Riba /  faiz,  “  Herhangi  bir  masraf  veya  hizmet  karşılığı  olmadan  alınan, “  yani  ödeyenin  kazancına  risksiz  bir  şekilde  ortak  olmak  anlamındaki  fazlalıktır.  Başka  bir  deyişle  Rabbimiz  “ karşılıksız  ve  risksiz “  olarak  elde  edilen  fazlalığı  yasaklamıştır.  Bu  bağlamda  da  Necm  Sûresinin  39.  ayetinde  “  Gerçek  şu  ki,  insan  için  çalışıp  didindiğinden  /  alın  teri  ve  emeğinden  başka  bir  şey  yoktur. “  denilmekte,  emeksiz,  risksiz,  çalışıp  çabalamadan,  alın  teri  dökmeden  kolayca   elde   edilen  kazançların  bir  değerinin  bulunamayacağı  belirtilmektedir. Dolayısıyla  insanların  faiz  sözcüğünün  korkusundan  uzak  durup  da,  başka  yollarla  elde   ettikleri  karşılıksız  fazlalıkları  elde  etmek  gibi  kendi  kendilerini  kandırma  ile  içine  düşebilecekleri  yanlışlarından  da   birçok  ayetin   uyarılarıyla  düşünerek  dikkatli  olmaları  önerilmektedir. 

Kapitalizmin  egemen  olduğu  Din  /  Sermayenin  egemen  olduğu  kuralları  ile,  günümüzde,  dünyanın  büyük  çoğunluğuna  hakim  olan  bir  ekonomi  düzenidir.  Bu  sistemin  temelinde  “  Büyük  balık  küçük  balığı  yutar “  ilkesi  yatmaktadır.  Büyük  balık  da  gücü  ve  yaptırımı  daima  elinde  tutabilen,  yönlendirebilen  büyük  sermaye  ve  yönetsel  güç  sahipleridir. Bu  nedenle  hem  ahlâken,  hem  vicdanen  İslam  dininin  tam  tersi  uygulamaları  ve  kuralları  içermektedir.  Böyle  olmasına  rağmen  bu  ilkeler  içerisinde  herhangi  bir  yöntemle  birikimlerin  kayba  uğramadan  değerlendirilebilmesi,  bu  sistemin  koşullarının  zorlamasından  dolayı  da   içerisinde  olmak  için  yapılması  gerekenler  de  kaçınılmaz  hale   gelebilmektedir. Çünkü  kurgulanmış  ve  tasarlanmış  ekonomik  düzenle  işleyiş,  sadece  büyük  sermayeye  doğru  olmakta,  küçük  tasarruf  sahipleri  hangi  yola  baş  vurursa  vursun,  zengini  daha  zengin,  fakiri  de  daha  fakir  yapmaktadır.

Ülkemizde  bu  minvalde  son  zamanlarda  uygulanmaya  konmuş  olan  “  Vadeli  İşlemler  Borsası “  denilen  kuruluş  bünyesinde  de,  görünüşte  ileriye  matuf  alım  veya  satım  sözleşmeleri  mahiyetinde,  bankaların  ve  hükümetlerin  ortaya  koyduğu  hisse  senedi  alım  satım  uygulamalarında  olan  hisse  senedi  işlemlerinde,  alım  satım  emirlerini  verenler,  aslında  kesinlikle  gerçek  alıcı  veya   satıcı  değillerdir. Bu  işlemler  esnasındaki  süreçlerde,  yatırılanlar  sadece  kayıtlar,  belgeler  ve  kâğıt  üzerinde  kalmış  olduğundan,  aslında  mal  ve  hizmetler  alınıp  satılmamaktadır.  İçerisinde  alın  teri  ve  emek  hiç  yoktur.  Belki  ekonomik  yönlenmelerin  sonucu  riskten  de  söz  edilebilir  ama,  oysa  özellikle  bu  işlemler  gerçek  alışverişle  ilgili  olmadığı  için,  tahminler  üzerinden  gücü  elinde  tutanlar  tarafından  oynanan  birtakım  oyunlardır. Rabbimizin  helâl  kıldığı  alışveriş,  birikim  ve  birikimin  helâl  yollardan  değerlendirilmesi  ile  hiç  ilgisi  yoktur.  Ancak  ileride  oluşacak  fiyatların  kesin  olarak  bilinmemesinden  dolayı  bu  işlemlerde  evet   bir  riskin  olduğu  da  kaçınılmaz  bir  sonuç  olabilmektedir.  Ama  bu  sonuç  ise  ileride  oluşabilecek  fiyatların  önceden  bilinememesinden  dolayı  kumar  riskinden  pek  farklı  bir  risk  olarak  da  görünmemektedir.  Burada  riskli  olan  işlemlerden  dolayı  sağlanacak  kazancın  ise  helâl  olup  olmadığı,  mükellefler  tarafından  vicdanlarda   “  bir  emek  karşılığı  olup  olmadığı  “  sorgulaması  ile  değerlendirilmelidir. 

Bu  açıdan  bakıldığında,  “  hisse  senedi “  alımları  için,  herhangi  bir  fabrikanın,  istihdam,  üretim,  mal  ve  hizmet  sunumlarındaki  çalışmalarına  bakılarak,  sorgulanarak  ortak  olunması  ile  daha  doğru  ve  yerinde  bir  adım  atılabilir.  O  fabrikanın  hizmet  ve  üretim  sunumunda  çalışanların  alın  teri  ve  emeği  olduğundan  ve  onların  hakları  da  layıkıyla  gözetildiğinde,  gelir  ve  gider  sonuçlarıyla  başarılı  olup  olmayacağının  bir  zarar  risk  de  oluşturabileceğinden  dolayı  buradan  elde  edilecek  fazlalık  helâl  olarak  düşünülebilir.  Allah’ın  kendilerine  bahşettiği  fazlalıklarını,  birikimlerini  bu  açıdan  yatırıma  ve  birikimin  değerini  korumaya  yöneltirken,  şirketlere,  borsa  kanalıyla,  devlet  hisse  senetleriyle  veya  herhangi  bir  fabrika  hisselerine  bilerek  ve  takip  ederek  ortak  olunurken,  vicdan  muhasebesiyle  dikkat  ederek  tekrar  gözden  geçirilmesinde  yarar  vardır.  Ne  kur  farkı  beklentisi,  ne  de  borsa  gibi  büyük  sermaye  sahiplerinin  oyunlarıyla  yürüyen  hisse  senetlerinin  gerçek  anlamında  bir  ortaklık  hükmünde  olmadığı  bilinmelidir.  Ama  Somut  varlığıyla,  işçi  istihdamlarıyla  üretime,  mal  ve  hizmet  sunumuna  yönelmiş  fabrikaların  hisse  senetleri  alımı  ile  elde  edilen  ortaklıklarında  ise,  o  fabrikanın  güçlenmesine,  işsiz  insanların  istihdamlarına  daha  fazla  olanak  sağlamasından  dolayı  belirttiğimiz  gibi  belki  de  bu  bankacılık  sistemindeki  uygulamaların  dışında  tutulabilir. Birikimlerin  değerinin  korunması  ve  bu  yolla  arttırılması,  helâl  kazançların  içerisinde  değerlendirilebilir.  Allah’ın  selamı,  rahmeti  ve  Kur’anın  doğruları  sizinle  olsun !....

 

Yanıtla yada Konuyla ilgili Soru Sor



SEN DE SOR
SORU SOR
Son Sorular
TAKİP ET