TÜM SORULAR

Soru

Hakan K.   15-11-2023   232

Merhaba Sayın Hocam, Meryem suresi 26. ayette «Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.» ifadeleri yer almaktadır. Bu ayetle ilgili kafama takılan bir konu var: Rabbine; konuşmamayı da kapsayan bir oruç adayan Meryem'in, bir insanla karşılaşması durumunda, o insana oruçlu olduğunu haber verecek şekilde konuşması emredilmektedir. Madem konuşması yasak, o zaman "işaret et" , "bildir" veya "hiçbir şey söyleme" şeklinde bir ifade kullanılmalı değil miydi? Ya da bu pasajdaki tüm ayetleri mecaz veya yan anlamlarına giderek müteşabih olarak mı anlamamız gerekir. Allah razı olsun. Teşekkürler.

Yanıtlar

Zeki Çelik.      16-11-2023  

Değerli  Kardeşim !  Allah’ın  selamı  ve  rahmeti   üzerinize  olsun !

Kur’anımızda  İsa  Peygamberi  babasız  olarak  dünyaya  getiren,  değişik  ayetlerde  “  İffetli  bir  kadın  “  olduğu  belirtildiği  halde,  ama  buna  rağmen  Yahudi   ve  Hristiyan   kaynaklarından  itibaren  başlayan  ve  üzerine  birçok  rivayette  belirtildiği  gibi  sayısız  iftiralar  atılan,  yakıştırmalar  yapılan,  İsa  peygamberin  annesi  Meryem  validenin  yaşadıklarını  ana  hatlarıyla  da  anlatan,   ama  ayetlerin  birçok  ayrıntısı  da  saptırılarak  yanlış  yorumlarla  aktarılan  ve  onun  ismiyle  anılan  Meryem  Sûresi   bulunmaktadır. Meryem  ve  babasız  olarak  dünyaya  getirdiği  çocuk  ile  ilgili  herhangi  bir  ayeti  doğru  kavrayabilmek  için  öncelikle  Allah  tarafından  “  Onun  hem  erkek,  hem  de  dişi  üreme  hormonlarına  sahip  çift  cinsiyetli  “  yaratılmış,  ayrıcalıklı  özel  bir  kadın  olduğu  gerçeğini  kabul  etmek  gerekir.  Biz  de  İsa  Peygamberin  doğumu  esnasında  Meryem’in  yaşadıkları  ile  ilgili  ayrıntıları  “  İsa  Mesih “  başlıklı  makalemizde  orijinal  lafızları  ile  birlikte  açıkladık.  Siz  de  bu  bağlamda  Meryem  Sûresinin  26.  ayetinde  yer  alan  anlatımlarla  ilgili  bazı  ifadelerin  müteşabih  olup  olmadığı,  adanan  “  oruç “  ile  ilgili  ayrıntıların  nasıl  olması  gerektiği  ayrıntılarında  bir  soru  yöneltmişsiniz.  Güzel  ve  ilginç  olan  ve  birçok  Müslüman’ın  da  çoğunlukla  merak  ettiği,  yanlış  bildiği  veya  hiç  bilmediği  bu  sorunuzdan  dolayı  da  size  teşekkür  ederim.

Değerli  Kardeşim !  Belirttiğiniz  ayetin  ayrıntılarını  daha  gerçekçi  ve  doğrusuyla  kavrayabilmemiz  için  bu  ayetin  önündeki  ve  ardındaki  ayetlerle  de  bağlantısının  göz  önünde  bulundurularak  ele  alınması  gerekir. Meryem’in  babasız  bir  çocuk  dünyaya  getirmesi  sürecinde  başından  geçenler,  Meryem  Sûresinin  16  ve  30.  ayetleri  arasında  anlatılmaktadır. Bu  süreçte  sizin  dile  getirdiğiniz  ayrıntılar  ise  doğumun  son  devresinde  yaşananlar  da  24  ve  26.  ayetlerde  ele  alınmakta,  Meryem’in  savm  orucu  ile  ilgili  sorunuzun  bir  kısmının   cevabı  da  aslında  29.  ayette  de  verilmektedir.

MERYEM  24 – 26  :  Ve  hüzzî  ileyki  bi  ciz’in  nahleti / Sonra  ona / Meryem’e  min  tahtihâ /  aşağısındaki  kişi seslendi.  “  sakın  üzülme,  Rabbin  alt  tarafından  bir  su  arkı  yaptı. Hurma  kütüğünü  kendine  doğru  silkele,  üzerine  olgunlaşmış  taze  hurmalar  düşsün.  Sonra  ye  iç,  gözün  aydın  olsun.  Sonra  eğer  beşerden  birini  görürsen,  “  Lir  rahmâni  savmen  /  Ben  Rahman’a  bir  oruç  adadım.  Onun  için  bugün  hiçbir  kimseyle  konuşmayacağım “  de.

Ayetteki  “  min  tahtihâ “  ifadesindeki  “ hâ “  zamiri  “  ağaç “ a  gönderilerek    “  ağacın  altından “  anlamı  çıkarılabilir.  “ men  tahtihâ “  şeklinde  okunduğu  zaman  ise  “  ağacın  aşağısındaki  kimse “  anlamı  ortaya  çıkar.  “ Ciz “  sözcüğü  de  hurma   ağacının   meyveli   olan  alt  kısmı   anlamına   gelir.  Bu  ayetler,  çok  üzüntü,  sıkıntı  ve  yaptığı  yolculuktan  dolayı  da  yorgun   ve  halsiz  düşerek  bir  ağaca  yaslanmış  Meryem ‘in  ağaç  altında  doğum  anındaki,  endişeli,  korkulu,  sancılı,  sıkıntılı,  üzüntülü  dakikalarını  anlatmaktadır. Bu  anlarda  da  Meryem’in  feryadına,  sorularına,  şikâyetlerine  cevap  veren  ve  üzülme  diyerek  onu  teselli  etmeye  çalışan,  doğumun  ardından  da  yol  gösteren  biri  ortaya  çıkmıştır.  Ayette  kim  olduğu  belirtilmeyen  ve  zamirle  “  o ,  kimse “  diye  bahsedilen  kişi   onunla   konuşmaktadır.  Biz  bu  kişinin  Zekeriyya  peygamber  olduğunu  düşünüyoruz.  Çünkü  Meryem  Sûresinin  başındaki  ayetlerde  Zekeriyya  peygamber  anlatılmış,  Meryem’in  bir  çocuk  doğuracağı  haberini  vermesi  için  de  vahiyle  O  gönderilmiştir.  Zekeriyya  peygamber,  zaten  Meryem’in  teyzesi  ile  evli  olan,  Havra’da / Tapınakta  ona  hamisi  olarak  göz  kulak  olan  ve  yakından  tanıdığı  eniştesidir. Zekeriyya  peygamber  doğum  esnasında  da  ailesinden  uzaklaşarak  kaçan  Meryem’in  yanına,  ona   destek  olmak  için  Allah’ın  göndermesi  ile  gitmiş  olabileceği  gibi,  hamile  kaldığı  günü  bildiğinden  doğum  anını  hesaplayarak  kendi  isteğiyle  de  gitmiş  olabilir.

Meryem’in  hem  hamile  kalması  esnasında  ve  hem  de  doğum  esnasında  hurma  ağacını  sallaması  ile  ilgili,  yanına  gelen  kişinin  delikanlı  kılığına  giren  Cebrail  meleği  olduğu  ile  ilgili  Allah’ın  yaratma  kanunlarına  aykırı  birçok  dayanaksız,  tutarsız  efsane  üretilmiştir.  Hatta  birçok  müfessirin  çevirisinde  de  Cebrail  meleğinin  erkek  kılığına   dönüşerek  Meryem’in  yanına   geldiği  mealler  bulunmaktadır.  Ayette  Meryem’in  yanındaki  kişi,  aynı  zamanda  Meryem’in  içinde  bulunduğu  duruma  göre  toplumda   oluşacak   soru  ve  tepkilere  karşı,  onlara  cevap  vermemek,  konuşmamak  üzere  “  savm “  sözcüğü  ile  oruçlu  olmasını  önermektedir. Tarih  boyunca  bütün  peygamberlerin  getirdiği  tebliğ  ile  bizden  önceki  Müslümanlara  da   savm  sözcüğüyle  “  oruç “  emredilmiştir.  Savm  orucunda  “  yememe,  içmeme,  cinsel  ilişkide  bulunmama   ve  en  önemlisi  de  konuşmama  “  yasağı  bulunmaktadır. Üstelik  de  oruçluluk  bir  gün  veya  üç  gün  olacaksa   bu  yasak  gece  gündüz  sürekli  olacaktır. Bu  ayrıntılar  da  bize  yine  Meryem  Sûresinin  10  ve  11.  ayetlerinde  Zekeriyya   peygamberin  üç  gün  hiç  kimse  ile  konuşmamak  üzere   tuttuğu  savm  orucunda   da   toplumu  ile  işaretle  konuştuğu  ayrıntılarında   anlatılır.  Zekeriyya  Peygamberin  üç  gün  tuttuğu  savm  orucu  ile  ilgili  ayrıntıları  da  geniş  olarak  Gökhan  Kazan  isminde  okuyucumuzun  sorduğu  soru  üzerine  genişçe  açıkladık.  Oradan  da  soru  sor  bölümünde  okuyarak  Zekeriyya  peygamberin  savm  orucu  ile  ilgili  bilgi  sahibi  olabilirsiniz. 

Benzer  şekilde  29. ayette  de “  Bunun  üzerine  Meryem  ona  /  Doğum  anında  aşağısında  bulunan  kişiye /  Zekeriyya’ya  işaret  etti.  Ondan  gelişmeleri  açıklamasını  istedi……”  ifadeleriyle  Meryem  de  işaretle  konuşmaya   başlamış  ve  savm  orucunun  gereğini  yerine  getirmiş,  kavminin  olumsuz  ithamlarına  karşılık  da  onlarla  konuşmayarak  adeta  “ sizinle  o  konuşacak “  demeye  getirerek  işaretle  kucağındaki  bebeği  göstermiştir. Elbette  ki  ayetlerde  anlatılanlar,  aynı  dakikalar  içerisinde  arka  arkaya  olan  olaylar  ve  diyaloglar  değil,  günler  süren  zaman  sürecinde  gelişen  ve  birbirini  izleyen  olaylardır.  Bunların  ardından  kucağında  bebeği  ile  kavminin  karşısına  gelen,  evlenmeden  bebek  sahibi  olduğundan  dolayı,  ailesine  yakışmayan  bir  suç  işlemekle  /  zina  yapmakla  itham  edilecek  olan  Meryem  ile  ilgili  bütün  ayrıntıları  topluma  nedenleriyle  birlikte  Zekeriyya  peygamber  anlatmıştır.

Değerli  Kardeşim !  Sizin  sorunuz  ile  oruçlu  olma  esnasında  istediğiniz  işaretle  konuşma,  Meryem  Sûresinin  başında  hem  Zekeriyya  peygamber  ile  olan  anlatımlarda,  hem  de  Meryem  ile  olan  anlatımlarda  zaten  ayetlerde  yer  almaktadır. Üstelik  de  o  dönemde  ve  o  kültürde  yaşayanların  hepsi  savm  orucunun  nasıl  yerine  getirildiğini  bilmektedirler.  Dolayısıyla  ayetlerde  müteşabih  sözcükler  de  mecaz  anlatımları  da  yoktur. Ancak  yine  de  birçok  müfessir  tarafından  saptırılarak  yanlış  algılarla  aktarılan  Allah’ın  yaratma  ve  yönetme  kanunlarına  aykırı  olan  ve  bazı  sözcüklerle  ilgili  yanlış  çeviri  kabulleri  ve  üzerine  uydurulan  birçok  yanlış  rivayet  ve  efsane  bulunmaktadır.  Allah’ın  selamı,  rahmeti  ve  Kur’anın  doğruları  sizinle  olsun !...

Yanıtla yada Konuyla ilgili Soru Sor



SEN DE SOR
SORU SOR
Son Sorular
TAKİP ET