TÜM SORULAR

Soru

Ozge K.   03-10-2025   11

Merhabalar hocam benim çok borcum var ve bende tespih çekerek Allah’ın güzel isimlerini tekrarlıyordum sureler okuyordum ama sizin makalenizde okuduklarımdan sonra unları yanlış olduğunu gördüm kafam çok karıştı çoğu yerde tespih çekmemiz söyleniyor peki ben durumda sıkıntılarım dan borçlarımdan kurtulmak için nasıl bir yol izlemem gerekiyor teşekkür ederim bilgileriniz için

Yanıtlar

Zeki Çelik.      04-10-2025  

Değerli  Kardeşim !  Allah’ın  selamı  ve  rahmeti  üzerinize  olsun ! 

Ülkemizdeki  insanlarımızın  büyük  çoğunluğu  yaşam  mücadelesi  içerisinde  açlık,  yoksulluk,  geçim  zorluğu,  hastalık,  işsizlik  gibi  değişik  sıkıntılarla,  musibetlerle  karşı  karşıya  gelebilmektedir. Siz  de  bu  bağlamda  Tesbih  çekmek,  Allah’ın  güzel  isimlerini  tekrar  edip  anmak,  değişik  sûreleri  okumak  gibi  konu  ayrıntılarını  da  kapsayan,  sıkıntı  ve  borç  gibi  musibetlerden  kurtulmak  için  yapılması  gerekenlerin  doğruları  ile  ilgili  oldukça  kapsamlı  bir  soru  oluşturmuşsunuz,  yardım  talebinde  bulunmuşsunuz. En  azından  sıkıntıdan  kurtulabilmek  için  inanç  olarak  yaptıklarınızın  doğru  olup  olmadığını  sorgulamanızdan  dolayı  sizi  tebrik  ederim. İnsanlarımızın  büyük  çoğunluğunun  da  bu  konularda  eksik  ve  yanlışlıklar  içerisinde  olduğu  bu  konulara  dikkat  çekmiş  olduğunuzdan  dolayı  da  size  teşekkür  ederim.

İnsanların  başına  gelen  sıkıntılar,  musibetler,  büyük  ölçüde  Kur’anda  Rabbimizin  yapın  dediklerini  yapmadıklarından,  yapmayın  dediklerini  de  yaptıklarından  ve  Şura  Sûresinin  30. ayetinde “  Ve  size  musibetten  isabet  eden  şeyler,  işte  kendi  ellerinizle  kazandıklarınız  yüzündendir. “  denildiği  gibi  kişinin  attığı  eksik  ve  yanlış  adımlar  veya  yanlış  seçimlerinden  dolayıdır. Musibet  :  İnsana  dokunan  kıtlık,  açlık,  hastalık,  ağrı, acı,  kazalar,  mal  ve  ürünlere  gelen  zararlar  gibi  sıkıntı  veren,  hoşa  gitmeyen  her  şeydir. Başa  gelen  bu  konularda  yanlış  seçim  ve  adımların  en  etken  olanlarından  birisi  de  özellikle  sizin  içinde  bulunduğunuz  borç  sıkıntısı  için,  Enam  Sûresinin  141. ayetinde “ … Ve  savurganlık  yapmayın.  Şüphesiz  Allah  savurganları  sevmez. “  yine  Furkan  Sûresinin  67.  ayetinde “  Ve  Rahman’ın  kulları  harcadıklarında  savurganlık  etmezler,  sıkılık  da  etmezler  ve  bu  ikisi  arasında  bir  denge  olmuştur. “  ifadelerinde  dikkat  çekildiği  gibi  geçim  ekonomisindeki  harcamalarda  yapılan  israftır. İsraf  :  Var  olan  bir  şeyi  küçültmek,  eksiltmek,  harcamalarda  aşırılık  ve  savurganlıktır. Tabi  ki  sizin  içinde  bulunduğunuz  borç  sarmalının  nedenlerini  biz  bilemeyiz. Size  de  Kur’an  öğütleriyle  ancak   genel  olarak  yardımcı  olmaya  çalışabiliriz.

Sonuçta  hangi  türden  olursa  olsun  başa  gelmiş  olan  herhangi  bir  sıkıntıda, sizin  de  fark  ettiğiniz  gibi  öncelikle  belirtelim  ki !  Allah’ın  güzel  isimlerinin  anlamlarını  bilmeden,  Allah’ı  yeterince  tanımadan  kuru  kuruya  sadece  isimlerin  papağan  gibi  tekrar  edilmesinin,  değişik  sûrelerin  içerisinde  okunan  ayetlerin  anlamlarını  bilip  içselleştirilmeden,  sadece  Arapçasını  okumanın,  hiç  kimseye  bir  getirisi  olmaz,  sıkıntıların  giderilmesini  de  sağlamaz. Kur'anda  tespih  çekerek  Allah'ı  zikredin  diye  de  bir  öğüt  bulunmamaktadır. Zira  Allah  kişinin  bir  çabası  olmadan,  hazırlık  yapmadan  durup  dururken  hiç  bir  kimseye  yardım  etmemektedir,  birçok  ayette  yer  verilerek  Muhammed  Sûresinin  7. ayetinde  “  Ey  iman  etmiş  kimseler !  Eğer  siz,  Allah’a  yardım  ederseniz,  O  da  size  yardım  eder  ve  ayaklarınızı  sabit  tutar. “  ifadelerinde  örneğini  gördüğümüz  gibi,  Allah'ın  yardım  etmesinin  de  şartları  bulunmaktadır. Tevbe  Sûresinin  25.  ayetinde “  Andolsun  ki  Allah,  birçok  yerde  size  yardım  etti. “ Ali  İmran  Sûresinin  123.  ayetinde “  Ve  andolsun  ki  sizler  güçsüz  iken,  Allah  kendinize  verilen  nimetlerin  karşılığını  ödersiniz  diye  size  Bedir’de  yardım  etti .” denildiği  gibi  Kullarının  kendi  güçlerini  aşan,  üstesinden  gelemedikleri  birçok  ve  değişik  konuda  kullarına  yardım  eder.

Mümin  Sûresinin  60. ayetinde “  Ve  sizin  Rabbiniz  “  Bana  yalvarın /  dua  edin  ki  size  karşılık  vereyim… “   Bakara  Sûresinin  186. ayetinde “ Ve  kullarım  sana  Benden  sordukları  zaman,  biliniz  ki  şüphesiz  Ben  çok  yakınımdır. Bana  yakarınca  yakarışına  cevap  veririm. “  ifadelerinde  gördüğümüz  gibi,  Yüce  Allah,  kuluna  cevap  vermek,  yardım  etmek  için  ondan  sadece  Kendisine  başvurulmasını   istemektedir.  Bu  başvuru  da  Araf  Sûresinin  55.  ayetinde  “  Rabbinize  alçala  alçala  ve  gizlice /  açıkça  göstererek….O’na  ürpererek  ve  rahmetini  umarak  dua  edin. “  ifadelerinde  gördüğümüz  gibi,  Rabbimiz,  O’na  tevazuh  ve  alçak  gönüllükle  yakararak  dua  etmemizi,  Kendisine  yapacağımız  niyazı  dil,  beden  ve  gönül  üçlüsüyle  yapmamızı  emretmektedir. Bunun  en  uygun  yolu  da  namaz  diye  bildiğimiz  ibadet  içinde  Allah’la  yapılan  bire  bir  konuşmalar  içerisinde  olabilir. Çünkü  namaz  aynı  zamanda  bir  dua  demektir.

Değerli  Kardeşim  siz  de  bu  borç  sıkıntınızdan  kurtulabilmeniz  için,  bıkmadan,  üşenmeden,  usanmadan  sık  sık  Allah’tan  dua  ederek  yardım  istemelisiniz.  Dua  edilirken  önce  Allah,  üstün  sıfatlarıyla  ve  anlamları  da  bilinerek  ve  düşünülerek (  Rahman,  Rahim,  Gafur,  Kadir,  Vehhab,  Tevvab,  Azim,  Kerim,  Hakim )  gibi  güzel  isimlerinden  bir  veya  birkaçı  ile  anılıp  nasıl  bir  Allah'a  dua  edildiğinin  farkında  olarak  O’na  övgü  ile  hamd  edilmeli,  yüceltilmeli,  tesbih  edilmeli,  bütün  noksanlıklardan  uzak  olduğu  kalp  ve  dil  ile  belirtilmeli,  sonra  da  acizliğimizin  bilincinde  olarak  kişisel  ve  makul  olan  ve  haddi  aşmayan  istekler,  sıkıntılar  dile  getirilmelidir. Kul  duasını  bütün  benliğiyle,  bio  enerjisiyle,  ana  dilinden  ve  gönlünden  yapmalıdır.  Ağzından  çıkanı  kulağı  duymalı  ve  Allah’tan  ne  istediğini  bilmelidir. Bilinçsizce  yapılan  istekler  anlamsızdır,  içten  ve  samimi  olarak  yapılamayan  dualar  yanlış  adrese  gönderilen  dilekçelere  benzer.  Hem  yerine  ulaşmaz  ve  hem  de  isteğin  karşılığı  olmaz.  

Ruh  Bilimi  Psikolojide  “  beyin  dalgaları  ile  zihin  okuma “  olan  telepati  diye  bir  kavram  vardır. Umarak,  korkarak,  ürpererek,  inanarak,  güvenerek  ve  samimiyet  içerisinde  yapılan  duanın,  en  iyi  uygulanma  zamanı  günlük  meşgalelerden  uzak  bulunulan  gece  ve  seher  vakitleridir.  Dolayısıyla  özellikle  gecenin  sessizliğinde  tam  konsantre  olmuş  bir  beyinle,  makul  bir  isteğin  dua  yoluyla  dile  getirilmesinde,  Allah’la  gerçekten  bir  telepati  sağlanabilir.

Peki  Allah  dualara  nasıl  karşılık  verir  ve  nasıl  yardım  eder ? Enfal  Sûresinin  9.  ayetinde “  Hani  siz,  Rabbinizden  yardım  diliyordunuz  da  Rabbiniz,  “  Şüphesiz  Ben  ardı ardına  meleklerle / haberci  ayetlerden  binlercesiyle,  doğa  güçleriyle  size  yardım  ediyorum “  diye  karşılık  verdi. “ ayetinde  gördüğümüz  gibi  Allah  doğa  güçleriyle /  melekleriyle /  kanunlarıyla  vesileler  oluşturarak,  fırsatlar  yaratarak, kişinin  önüne  çıkartarak  Bakara  Sûresinin  156 - 157.  ayetlerinde  de “  … Kendilerine  bir  musibet  geldiği  zaman,  “  Biz  şüphesiz  Allah’a  aidiz  ve  yalnız  O’na  döneceğiz “  diyen  şu  sabredenlere  müjdele !  İşte  onlar  Rablerinden  bir  takım  destekler  ve  rahmet  kendilerinedir. “  denildiği  gibi,  musibet  karşısında  sabır,  sebat  ile  mücadele  ederek  durumlarını  değiştirmeye  çalışanlara  yardım  edeceğini,  önlerini  açacağını  dile  getirmektedir. Burada  aslında  kastedilen  sabır,  insanların  yanlış  bildiği  gibi  boyun  büküp  teslim  olmak,  hiç  bir şey  yapmadan  beklemek  demek  değildir.  Bilakis  aklın  ve  Dinin  gösterdiği  yolda  sebat  etmek,  sıkıntı  anında  gevşememek,  zaafa  düşmemek,  kararlı  olmak,  direnç  göstermek,  sıkıntıya  teslim  olup  boyun  eğmemek,  elden  gelen  mücadelenin  verilmesi,  çözüm  arayışlarına  girilmesi  demektir. Allah  da  ayetlerle  en  sonunda  ancak  çaresiz  kalan  ve  kişinin  kendi  gücünü  aşan  durumlarda  yardım  edeceğini  belirtmektedir.  Bu  nedenle  de  Necm  Sûresinin  39 - 40. ayetlerinde  “ Gerçek  şu  ki,  insan  için  çalışıp  didindiğinden  başka  şey  yoktur. Ve  onun  çalışıp  didinmesi  yakında  görülecektir,  Sonra  karşılığı  kendisine  hiç  eksiksiz  verilecektir. “ ifadeleriyle  belirtildiği  gibi  kişinin  sabırla   vereceği  mücadeleler,  yapılan  samimi  ve  içten  gelen  dualar  sonucunda   İnşirah  Sûresinin  ayetlerinde  de  Rabbimizin  “  Biz  senin  göğsünü  açıp  genişletmedik  mi,  belini  büken  üstündeki  yükleri  kaldırmadık  mı,  işlerini  kolaylaştırmadık  mı…. “  diyerek  belirttiği  gibi,  mutlaka  Allah’ın  destek  ve  yardımı  ile  karşılık  bulacaktır. Kişinin  önüne  fırsatlar,  vesileler  ve  çıkış  yolları  konulacaktır. Mücadeleyi  bırakmayan  insanlar  Allah’ın  rahmetinden  umut  kesmemelidir. Ben  nerede  hata  yaptım  gibi  sorgulamaları  kendisine  sormalı  ve  o  hataları  ortadan  kaldırma  çabası  içinde  olmalıdır. Allah’ın  selamı,  rahmeti  ve  Kur’anın  doğruları  ile  sıkıntılarından  kurtulmuş  bir  hayat  sizinle  olsun !...

Yanıtla yada Konuyla ilgili Soru Sor



SEN DE SOR
SORU SOR
Son Sorular
TAKİP ET