Nahl 68 ve 69. ayetlerinde geçen Nahl kelimesinin müzekker veya müennes olduğuna dair tartışmalar yapılmaktadır. Siz hangisini kabul ediyorsunuz görüşünüz nedir ?
Zeki Çelik.
16-06-2025
Değerli Kardeşim ! Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun !
Nahl Sûresinin
68 – 69. ayetlerinde yer
alan ve Sûreye
adını veren “ Nahl
/ Bal
arısı “ sözcüğünün müzekker /
eril mi yoksa
müennes / dişil mi
olduğuna yönelik oldukça da değişik örnekleri belirterek de bir
soru oluşturmuşsunuz. Açık
söyleyeyim, ben Arapça
bilmiyorum diyerek bize ders verir gibi soruyu
oldukça ayrıntılı bir çok örnekle
sorma şeklinizden art
niyet sezdiğimden, il
dışı seyahatim döneminde
de gelmiş olduğundan
dolayı ve birçok okuyucuyu da ilgilendirmeyeceği düşüncesiyle cevaplamak veya
cevaplamamak açısından önce
tereddütte kaldım ve
neticede de üstelik iki kez yönelttiğiniz sorunuzu da siteye kısaltarak ve
özetleyerek aktardım, dileyen okuyucularımızın da
az çok bilgi
edinmesi açısından konuyu ana hatlarıyla değerlendirmeye karar
verdim.
Müzekker : Lafzen ve
hükmen güçlü ve ön planda olup dişilik alameti
taşımayan ve eril sözcüklerdir. Hakiki veya
mecazi olarak sınıflandırılanları vardır.
Müennes
: Lafzen ve hükmen
dişilik alameti taşıyan
sözcüklerdir. Onlar da hakiki
müennes / dişilik organı
taşıyan ve taşımayan
mecazi müennes sözcükler
şeklinde sınıflandırılırlar.
Bunlara da duruma
göre kıyasi ve
semai gibi sınıflandırmalar yapılır. Tabii bütün bu ayrıntılara bu zeminde girmemizin olanağı yoktur.
Dünya yaşamında bitki, hayvan ve insan hayatının devam edebilmesi için Rabbimizin bütün canlı varlıkları dişi ve erkek olarak yaratmış olduğundan ve insanlar tarafından iletişim kolaylığını sağlayan
yazının bulunması ile
yazılı anlatımın da kullanılmaya
başlanmasıyla birlikte bütün
toplumlarda ve medeniyetlerde birbirinden
gramatik olarak ayırt
edilebilen bir çok
cinsiyet kategorisi tarih
boyunca İbrani ve
Arap dillerinin de
içinde bulunduğu Sami,
Mısır, Arami dillerinde
bir çok alim
tarafından tartışma konusu
olmuştur. Bu bağlamda bizim
asıl konumuz olan “
nahl / bal arısı “ sözcüğü
üzerinde de aynı
şekilde yüzlerce yıldır
birçok alim tartışmış
görüşler bildirmiştir. * Kimileri Kur’an
Hicaz lehçesinde oluştuğu
için bu sözcük
“ müennes / dişi
bal arısı “ olarak
yer almıştır. * Kimileri nahl sözcüğünün zamirlerde
de bu anlamda
olduğu için lafzı müzekker,
anlamı ise
müennes tir. * Kimileri arılar
müzekker / eril, müennes /
dişil ve hünsal / iki
cinsiyetlidir. * Kimileri de
“ nahletün “ şeklindeki
müennes sözcüğünün çoğulu
olduğunu söylemiştir.
Kimileri de semai müenneslikten söz
etmiştir. Yıllardır da
tartışa gelmişlerdir.
Bunlara rağmen yine
de Araplar müzekkerlik
ve müenneslik için “
nahiv / Tutulacak yol,
taraf, yön, lügat “ ilminin
en karmaşık konularından
birisi olarak saymasına
rağmen irab / Söz dizimini
incelemek, araştırmak olan ilimden daha fazla önemli
saymışlardır. Ancak bu
ayrıntılar elbette ki
meal ve tefsir
yazacaklar, Kur'an üzerine ilim yapacaklar için en
çok önem taşımaktadır.
Bize göre
ise de bu tartışmalarda sorunuz üzerine önemli
olan ! Rabbimizin her
iki tür erkek
ve dişi arı
için Nahl sözcüğünü kullanmış
olmasıdır. Sonuçta da tartışmacıların söz
konusu ayetlerin içerisinde
dişi arıların bal
yaptığına vurgu yapan
ilahi iradenin bilimsel
bir mucize olduğunda
hemfikir olunmasıdır.
Bu konularda
en çok tartışılan
ayrıntılardan birisi de
arıların neden bal
peteği yuvasını altıgen yapısında
oluşturduğudur. Bu konuya birçok
kişi değişik görüş
ile yaklaşmış, açıklamalar getirmiştir
ama bize göre
hiç birisi de maddenin temel yapısı ve özellikleri ile ilgili olarak kimya bilimine vakıf
olmadıkları için tutarlı
ve ikna edici
olamamıştır. Bu ayrıntıya da
belki de hemen
hemen birçok kişinin
de bu güne
kadar duymadığı bir
açıklamayı kimya bilimi
bağlamında biz yapalım.
Arılar çevreden topladıkları besinlerden fıtraten vücut yeteneklerine bağlı olarak bal üretmektedirler. Ayetin
orijinalinde de ürettikleri için lafız
olarak “ şerab /
şerbet “ sözcüğü yer alır. Arının
yaptığı bu şerbet
altıgen yapısındaki bal mumu
peteklerinde saklanır ve
korumaya alınır. Arının topladığı
besinleri vücudunda değişik
evrelerden geçirdikten sonra
ürettiği bal /
şerbet, kimyasal yapı
olarak resmen glikozun bir türüdür. Temel yapı olarak Glikoz molekülü
6 karbon ve
12 hidrojen atomundan
oluşur. Karbon atomunun
başka atomlarla bağlanabilmesi için
etrafında dört adet
bağ yapabilme yeteneği, Yaratan Rabbimiz tarafından kodlanmıştır. Hidrojen atomu
ise başka atomlarla
ancak tek bağ
yaparak bağlanır. Bu nedenle
toplam 18 atomun
birbirine bağlanmalarının en
uygun enerji dengesi
ve geometrik yapısı
ise, Önce altı
karbonun birbirine bağlanarak bir altıgen oluşturması ve etrafına da
12 hidrojenin ikişer ikişer bağlanması
sonucunda altıgen /
hegzagonal yapısıdır. İşte bu
nedenle arının oluşturduğu
bal ve onu
koruyacak olan peteğin / aynı temel glikoz moleküllerinden oluşmuş bal mumunun geometrik
yapısı da altıgen
şeklinde olmak zorundadır. Tabii sonuçta
Rabbimizin ilahi kodlaması, matematiğin doruğundaki
tasarımın büyüklüğü ve
bizim için de
mucizelerin en ilginçlerinden birisi
olmasıdır. Böylece Bal arısı, kendisine yüklenen / verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmekte, Allah'a secde etmekte / teslim olup boyun eğmekte, Allah'ın büyüklüğünün kanıtı olmaktadır. Allah’ın selamı, rahmeti
ve Kur’anın doğruları
sizinle olsun !...