Kur’anda 29 Sûrenin ilk ayetinde yalnız başına bulunan, ilk bakış ve okuma ile anlamları da doğrudan doğruya anlaşılmayan, bilinmeyen, üzerilerinde seslendirme ve noktalama işaretlerinin de bulunmamasından dolayı harekesiz oldukları için Hurufu Mukattaa / kesik harf denilen bir veya bir kaç tane harf yer almaktadır. Peygamberimizin vefatından yıllar sonra İslam’ın yayılması ve Kur’anla yoğun bir şekilde ilgilenilmeye başlanmasıyla birlikte, bazı Sûre başlarında bu harflerin neden konulduğu, anlamlarının olup olmadığı soruları gündeme gelmeye başlamıştır. Bunun sonucunda İslam Alimlerinin bu harflerle ilgili yaptıkları yorumlarda iki grupta ele alınabilen görüşler ortaya çıkmıştır. Ali İmran Sûresinin 7.ayetinde “ Allah sana bu Kitabı indirendir. Bu Kitaptan bir kısmı, muhkem ayetlerdir, ki bunlar Kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabih ayetlerdir. Kalplerinde eğrilik olan kimseler, insanları dinden çıkarmak, ortak koşmaya sürüklemek ve onun anlamlarından, en uygununun tespitine yeltenmek için hemen ondan benzeşen anlamlı olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun anlamlarından en uygun olanının tespitini, ancak Allah ve bilgide uzman olanlar bilirler. Ve sadece kavrama yeteneği olanlar öğüt alırlar. “ ifadelerinde müteşabih / birden fazla benzeşen karşılıklarının bulunduğu ayetlerin, halbuki Allah’la beraber aynı zamanda bilgide uzman olanların da öncelikli olan karşılıklarını bileceğinin bildirilmesine rağmen, birinci görüşe, daha ziyade Selefi Mezhep Alimlerine göre Hurufu Mukattaa tevilini / öncelikli karşılığını yalnızca Allah’ın bildiği müteşabih ayetlerden olup, bu harfler üzerinde yorum yapmak mümkün değildir. ( Fahrettin Er Razi II. 3 ) hadisinden dolayı Ulema tarafından Dinen yasaklanmış olan bu konunun üzerine gidilmekten korkulmuştur.
Öte yandan ikinci görüşe göre ise Ebu Bekir İbnü’l Arabi, Kur’anın indiği dönemde Arapların Hurufu Mukattaanın manalarını bildiğini iddia eder. Ona göre Hz. Peygamberin özellikle Kur’an konusunda bir açık vermesini bekleyen müşrikler bu harflerin manasını bilmeselerdi mutlaka bunu dillerine dolar, Kur’ana ve Peygambere eleştiriler yöneltirlerdi. Oysa onlardan böyle bir itiraz ve eleştiri gelmemiştir. ( Suyuti el itkam III. 27 ) Diğer taraftan Klasik dönemdeki ünlü tarihçi Taberî de, Mukattaa harflerinin her birinin farklı anlamlar taşıdığı görüşünde olmuş, “ Arapça bir kelimenin birden çok olan anlamlarına dikkat çekerek, Allah’ın zikrettiği bu mukattaa harflerinde de bütün müfessirlerin söyledikleri görüşleri ihtiva edecek kadar mana vardır. Şayet bu harfler, bir çok manayı değil de tek bir manayı ifade etmiş olsalardı, Resülullah o tek manayı herhangi bir karışıklığa neden olmayacak şekilde insanlara açıklardı. Resülullah’ın bu konuda herhangi bir açıklama yapmamış olması, gösteriyor ki bu harfler birçok manayı kapsamaktadır. “ açıklamalarını yapmıştır. ( Taberi Tefsiri 2 : 107 – 108 ) görüşlerinin ardından bu harflerin de ayetlerle bağlantılı anlamlarının olması gerektiği savunulmuştur.
Bunlara rağmen ilerleyen zaman içerisinde yine de bir çok müfessir veya Ulema ;
* Bu harflerin fonksiyonu belki de Kur’anda bir anlam taşımak değil, dikkati belli bir noktada toplayarak hitabeti güçlendirmeye yönelik olarak merak uyandırıp, mesajın daha iyi verilmesini sağlamaktır.
* Bu harflerin Arapçaya kaynaklık eden İbranice, Aramice ve eski Arap Sami dillerinde kullanımı ile sadece fonotik / ses bilgisiyle sesleri değil de, aynı zamanda bazı anlamların ve nesnelerin sembolize edilmesi amacıyla da kullanılmış olabilir.
* Bu harfler Sûre isimleri belirlenmeden önce birbirine karıştırmamak, birbirinden ayırt edebilmek amacıyla kullanılan Sûre isimleri olabilir.
* Bu harflerin kullanılışı ve seçimi, Kâf, Sâd, Yâsin, gibi Sûrelerde olduğu gibi, Sûrelerin isimlerinin seçimi ile de ilgisi olabilir. Örneğin KÂF Sûresinin mukattaası yanı sıra hemen hemen neredeyse bütün sözcüklerinde Kâf harfi bulunmaktadır.
* Mukattaa harflerinin sayısal değerleri vardır. Ve 19 sayısal matematik sistematiğini tamamlar.
* Mukattaa harflerinin ebced / sayısal değeri Muhammed ( a.s. ) ın ömrünü göstermektedir.
* Allah’ın isim ve sıfatlarının kısaltılmışıdır.
* Kur’anı yazan vahiy kâtiplerinin isimlerinin kısaltılmışıdır.
* Arap harflerine işaret ederek Kur’anın isimlerinin kısaltılmışıdır.
* Elif Allah’ı, Lâm Cebraili, Mîm Muhammedi, Tâ Turi Sin ve Musa’yı temsil etmektedir.
Gibi bazı Sûrelerin 1. âyetinde bulunan bu harflerle ilgili, aslında pek de ikna edici olmayan, belli bir temele dayanmayan, Allah ile peygamber arasında gizli bir sırrın ve şifrenin olduğu yönündeki ifadelere de dayandırarak, zanlarla bir çok farklı, değişik görüş ve öngörülerde bulunmuşlardır. Oysa bu harflere gizli anlamlar yükleyen yorumlar, açıktır ki Kur’anın apaçık bir kitap olduğunu ifade eden ayetleriyle çelişmektedir. Kur’anımızda bazı Sûrelerin başında birinci ayetlerinde 14 Hurufu Mukattaa harfinin birden beşe kadar oluşmuş farklı sayı ve kombinasyonda, bir çok ayette ve özellikle de Yusuf Sûresinin 1. ayetinde “ Elif Lâm Râ. İşte bu, o mubin / apaçık / açıklayıcı kitabın ayetleridir. “ denilerek Hurufu Mukattaa harflerinin de sözcüklerden oluşan anlamlı ve apaçık ayet olduğunun belirtilmesine rağmen, bu harflerin ayet olduğu veya olmadığı konusunda yüzlerce Alim de kendi aralarında bölünerek farklı görüşlerde olmuşlardır. Bunun yanı sıra aynı şekilde tekrarlanan Mukattaa harflerini “ Havamim, Tavasin, Mechure, Şedide, Rihvet, Mutbıka, Müstaliye, Munhafida gibi isimlerle sınıflandırmışlar, Mukattaalardan sonra gelen ayetlerde de o mukattaalara göre ses uyumlarının olduğuna da değinmişler, metin içindeki kıraat ve tecvit kurallarına varıncaya kadar oldukça yoğun bir mesai harcamışlar, kimilerini ayet, kimilerini de ayetin parçası sayarken, kimilerini de Kur’an ayetlerinin uyarısına rağmen ayet olarak kabul etmemişlerdir. ( Zemahşeri el – Keşşaf I : 57 ) Bu harflerin müteşabih olduğu yanlış kabulüne dayandırarak Dinen yasak olduğu gerekçesiyle de bu harflerin Kur’an ayetleriyle bir anlam bütünlüğünde olabileceğini de maalesef birkaç kişiden başka bu güne kadar düşünen, toplumun bilgisine ve inancına mal edebilen olmamıştır.
Huruf, Harfler anlamında olup harf sözcüğünün çoğulu demektir. Mukattaa ise " kat " kökünden türemiş bir sıfattır. Katta'a sözcüğü de " kesmek, iki şeyi birbirinden ayırmak, taksim etmek, bölmek " anlamlarına, Mukattaa ise, " kesilmiş, ayrılmış, kısaltılmış " anlamlarına gelmektedir. ( İbn Manzur Lisanü'l Arab VIII. Sa. 283 ) Peki bu spesifik / ayırt edici Hurufu Mukattaa harflerinin özellikle Mekke döneminde nazil olmuş bazı Sûrelerin başında ve zaman zaman da birden beşe kadar değişik sayıda Kur'andaki 114 Sûrenin tamamında değil de sadece yirmi dokuzunda bulunmasının nedeni ne olabilir ? Peygamberimizin zamanında bir çok saçma ve muhalif sorular sordukları halde ne müşrikler ne de sahabeler bu harflerle ilgili neden herhangi bir soru yöneltmemişlerdir ? Denilse de ama, buna rağmen çok tutarsız, dayanaksız göründüğü, belki de uydurma da olduğu halde " Yahudilerin peygamberimize gelip Elif, Lâm, Mim hurufu mukattaa harflerinin anlamını sordukları ve ardından bir hayli ayrıntılı diyalogların geçtiği, bu harflerin sayısal değerlerinin toplamının 71 olmasından dolayı dinin ömrünün bu kadar kısa olacağı inancı ile diğer hurufu mukattaa harflerinin devreye girdiğinin anlatıldığı, Taberi'nin Camiu'l Beyan Tevili Kur'an eserindeki rivayeti ile " gerek ilk dönemlerin en ünlü tefsircileri olan Beyzavi ve gerekse de İbn Kesir Tefsirü'l Kur'an I - A - zim eserlerinde değerlendirilen ve yer alan açıklamalarla, " demek ki o dönemin insanları bu harflerin anlamını da, Arap harflerinin sayısal değerlerine göre o Sûrelerin başına neden konulduğunu da sayılar bağlamında bilmekte ve düşünmektedirler. " Üstelik Araplarda bu harfler, şiir başlangıcında o dönemin şairleri tarafından da kullanılmakta idi, ama hangi anlamlarda !...
O zaman öncelikle bu harflere neden kesik harfler denmiş, bu harfler neyin kısaltılmışıdır ? Neyin eksiğidir ? gibi sorular zamanımızda ise ister istemez düşünenlerin ve sorgulayanların aklına gelebilmektedir. Çünkü Rabbimiz bir çok ayette Kur’anın mufassal / eksiksiz ve apaçık / açıklayıcı olduğunu bildirmektedir. Öyleyse o kesik harfler, sağlam bir temele dayanmayan, mantıksız, tutarsız şekilde ifade edildiği gibi ikna etmekten uzak olduğu halde, yoksa bu harfler o ayetlerin başına anlamsız ve mantıksız olarak boşuna mı ? konulmuştur. Kur’an ayetleriyle muhatap olan Müslümanlarca bir bakışta anlamları bilinmeyen, ama aslında Allah’ın zikri olan bu harflerin oysa mutlaka bilinen bir anlamı, arkadan gelen ayetlerin anlamlarıyla kesinlikle makul bir anlam bütünlüğü olmalıdır. Kur'anın indiği dönemde Araplar sayıları rakamlarla değil, harflerle ifade etmekteydiler. " Elif, Be, Cim, Dal " harflerinden oluşturulan " ebced hesabı " denilen bu uygulamaya göre Arap alfabesindeki harflerin sıralamasına göre harfler 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 20, 30 gibi katlanarak değerleri önce 100, ve daha sonra da 1000 değerine arttırılarak kullanılmaktadır. Örneğin . Elif 1, Ye 10, Mim 40, Nun 50, Kaf 100, Se 500, Gayn 1000 değerindedir. Rivayette de sözü edildiği gibi bu harfler gerçekten Hint ve Yahudi mistik kültürlerinden gelen ebcet / sayısal değerlerinin toplamı ile mi anlamlandırılarak bilinmekte idi ?...
Biz de bu sorgulamaların bağlamında bu makalemizde Hurufu Mukattaa denilen bu kesik harflerin, Kur’anımızda bulunmasının nedenlerini ve gerçeğini araştırmaya, ikna edici, makul ve daha mantıklı nedenlerini ortaya koymaya çalışacağız. İnsanoğlunun Tarih boyunca, yaratıldığından bu yana her ortaya koyduğu buluş gibi, yazı da, hayatın vazgeçilmezi olan ihtiyaçtan dolayı ortaya çıkarttığı en önemli keşiflerinden biridir. Peygamberimize ilk vahyedilen ayetlerle birlikte “ Oku, O kalemi, öğrenip öğrenmeyi yarattı “ denilerek okumanın, yazmanın, öğrenmenin önemine dikkat çekildiği gibi, tarihten günümüze kültür ve medeniyetlerin oluşmasında, yayılmasında en etkili unsurlardan biri olan okuma kavramı, yazı kullanılmaya başlandıktan sonra daha etkili bir şekilde insanoğlunun hayatına girmiştir. Tarihin en eski dönemlerinden bu yana insan beynindeki düşüncelerin oluşturduğu şekillerin sistemli olarak taş, seramik çanak, çömlek parçaları, metal, kil tablet, palmiye yaprakları, ağaç kabukları, keten bezi, hayvan kemikleri, deri üzerilerine işlenerek bir araya gelen anlamlı resim, şekil ve işaretler, sözlü kültürden aldığı mirası insanlık için gelecek nesillere aktarmada, yazının en etkili bir başlangıç aracı olmuştur.
Bu bağlamda Yazı sözcüğü, düşüncenin şekillendirilerek belli işaretlerle tespit edilmesidir. Şeklinde tanımlanmaktadır. ( Türk Dil Kurumu ) Tarihte ilk defa Orta Asya'dan göçerek Mezopotamya’da köy kültürünü, şehir kültürüne dönüştüren Sümerler, M.Ö. 3500 yıllarında işaretlerle birtakım resimleri belirli harflerle sistem halinde şifre gibi kullandıkları ilk yazıyı bulmuşlar ve kullanmaya başlamışlardır. ( Memiş, Ekrem 2002 : 54 Eski Çağda Türkler ) Bu başlangıcın ardından yine M.Ö. 1500 lü yıllarda tarihte ilk defa Akdeniz çevresinde ve Orta doğu Coğrafyasında yaşayan ve ticaretle uğraşan Fenikeliler, belirli bir sistemde ve şekilde Mısırdaki hiyeroglif resimleri küçülterek sadece çizgilerden oluşan harflerle Yazı Alfabesi oluşturmuşlardır. Böylece resim yazısı, hece yazısı, harf yazısı, çivi hece yazısı, eski Mısırdaki kutsal yazı anlamındaki hiyeroglif şekil ve resim yazısı, Çin yazısı, Fenikelilerde resim yazısı, Yunan yazısı, Latin alfabe yazısı / Roma alfabesi, Arap alfabesi oluşumları ile ticarette, kültür aktarımlarında iletişim kolaylığı ve gelişmeler sağlanmıştır. Dolayısıyla yazı ile iletişimin gelişmesi kökeninde o kültürlerden gelen bütün bu resim ve küçük çizgilerden oluşan harflerin sahip olduğu çok kapsamlı anlamlar bulunmaktadır.
İlerleyen zaman içerisinde de söz konusu Hurufu Mukattaa, Arap kültürüne, dil kurallarına temel olan, değişik kültürlerden aktarılan ve değişik kavramlar için kullanılan resim, şekil, harf ve sembollerin anlamları ile Orta doğudaki İbrani, Arami, Sami, Arap Dilleri oluşumunun genel çerçevesinde daha geniş ve kapsamlı anlamlar çıkartılabilen Proto Sinaitik alfabe oluşturulmuştur. Bu alfabe ile ortaya çıkmış kabulleri ve bunların söz konusu Hurufu Mukattaa harflerine anlam olarak yansımalarını inceleyecek olursak ;
* Arapçadaki Elif harfi, Fenike dilinde alf, Aramicede alef, Yunancada alfa, anlam olarak Öküz demektir, Mısır Hiyeroglif yazısında kutsal bir hayvan olarak boynuzlu bir öküzün başı ile resmedilmiştir. Bu da güç, kuvvet sembolüdür, gücü elinde bulunduran kuvvetli, muktedir, iktidar sahibi, lider, önder anlamlarını taşımaktadır.
* Arapçadaki Lâm harfi, Fenike dilinde lamd : Üvendire / tutma yeri eğik olan uzun değnek, baston şeklindedir, Mısır hiyeroglif alfabesinde elinde bir kamçı olan çoban olarak resmedilmiştir. Çobanın asası gibi bu da dürten, yücelten, dokunan, yönlendiren, eğiten çekip çeviren, otorite gibi anlamları taşımaktadır.
* Arapçadaki Mîm harfi, Fenike dilinde Mem : Mâ İbranicede mayim şeklinde okunduğunda Su, deniz, dalga, bilinmeyen, anlamına gelmektedir. Arapçada Ma edatı aynı zamanda kim, neden, nasıl, niçin, ne gibi soru sorma anlamlarına gelmektedir. Hiyeroglif Alfabelerde de su dalgaları anlamında dalgalı çizgi şeklinde resmedilmiştir.
* Arapçadaki He harfi, Fenike dilinde de He, Latinceye ise e şeklinde geçmiştir. Mısır Hiyeroglifinde kollarını yukarı kaldırmış insan şeklinde resmedilmiştir. Arapçada da başın üstünde kavuşturulmuş elleri simgelemektedir. Yol gösterme, hidayet yolunu gösteren, yükselten, Allah yoluna davet eden, işaret eden anlamlarını da taşımaktadır.
* Arapçadaki Hâ harfi, Fenike ve İbrani alfabesinde het dir, Mısır hiyeroglifinde çit olarak resmedilmiştir. Çevre, havlu duvarı, çit, sıra, korumak, muhafaza etmek, farklı, dışarısı anlamlarına gelmektedir.
* Arapçadaki Râ harfi, Fenike alfabesinde ros Aramice ve İbranicede res dir. Mısır hiyeroglif alfabesinde insan başı olarak resmedilmiştir. Adam, kişi, Lider, baş, başkan, öncü, önder, önde giden, en üst anlamlarını taşımaktadır. Mısır Coğrafyasında da Tanrıdır.
* Arapçadaki Sâd harfi, İbranicede sade dir. Mısır hiyeroglif alfabesinde diken olarak resmedilmiş, anlamı ise, taraf olmak, karşı çıkanlar, nebilerle mücadele edenler, muhalefet edenler, gürültü koparan ayrılıkçılar, pusuda bekleyen, tuzak kuranlar, tek kelimeyle reddiyeci müşrikler ve kâfirlerdir.
* Arapçadaki Sin harfi, Mısır hiyeroglif alfabesinde yan yana kesici ön iki diş olarak resmedilmiş, diken, gasp, korumak, yemek, gaflet içindeki insanları uyandırma, duyurma, çağrı, ikaz, uyarma anlamlarına gelmektedir.
* Arapçadaki Tâ harfi, Fenike alfabesinde tav dır. İşaret anlamına da gelmektedir. Mısır hiyeroglif alfabesinde birbirini kesen, artı şeklinde iki çizgi ile kavşak gibi resmedilmiştir. Gidip gelme, çölde yolunu şaşırma, birisinin kapısını çalma, yeni başlangıç, içermek, kapsamak anlamlarını taşımaktadır. İbranicede yılan anlamında da kullanılıyordu.
* Arapçadaki Ye harfi, Fenike alfabesinde yod, Arami ve İbranicede yed dir. Mısır hiyeroglifinde el şeklinde resmedilmiştir. Birine bir iş yaptırma, seslenme, talimat verme, görev verilenler, elin fonksiyonları, fırlatma anlamlarına gelmektedir.
* Arapçadaki Kef / Kâf harfi, Fenike alfabesinde kaf, İbranicede haf tır. alfabelerde elin iç tarafı, avuç içi olarak resmedilmiştir. Mısır hiyeroglifinde ise parmakları açık el şeklindedir. Ke harfi ise Nebilerin görevi olan toparlama, derleme, eğitme, düzeltme, terbiye etme, müsaade etme, eğmek, bastırmak, el açmak, avuç açmak, yenilenmek gibi anlamlara gelmektedir.
* Arapçadaki Ayn harfi, alfabelerde göz olarak resmedilmiş. Araplarda da göz anlamında kullanılmaktadır. Görme, yüksekte olan, gözetleyen, izleyen, gölge anlamlarına gelmektedir.
* Arapçadaki Nûn harfi, alfabelerde balık olarak resmedilmiştir, Araplarda da balık anlamında kullanılmaktadır. Ne yapacağını bilmez, kapana düşen kimseyi de temsil etmektedir. Değişik kişilerce bu harfin Kalem Sûresinin başında bulunmasından dolayı bir şifre olduğu, divit / kalem olduğu, hokka olduğu, büyük balık olduğu, devamlılık, idame, nesil, tohum gibi görüşler de ileri sürülmüştür.
Biz şimdi yukarıda ilkel dönemlerden başlayarak resim, şekil, harf değişimleri ile ortaya çıkan yazı ve iletişim gelişmelerine dayandırarak değindiğimiz ayrıntılarla elde etmeye çalıştığımız bu harflerin anlamlarını, kesin olmamakla beraber, başında bulunduğu Sûrelerin diğer ayetleri ile birleştirerek anlam bütünlüğüne varmaya çalışacağız.
* Elif Lâm Mim kesik harfleri Bakara, Ali İmran, Ankebut, Rum, Lokman, Secde, Sûrelerinin 1. ayetlerinde yer almaktadır.
BAKARA 1 : Elif Lâm Mîm ( Gücü, kuvveti elinde bulunduran, yücelten, eğiten, çekip çeviren, yönlendiren kimdir, nedir ? )
2 – 4 : İşte bu Kitap ; Kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salatı ikame eden, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden, Allah’ın koruması altına girmiş kişiler ki bunlar ahirete de kesinlikle inananlar için bir kılavuzdur. Şeklinde ayetin ifadeleriyle Mukattaanın sorusuna “ İşte bu Kitap “ olarak cevap verilmekte, bir anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
ALİ İMRAN 2 : Allah, Kendisinden başka tanrı diye bir şey olmayandır. ifadeleriyle de aynı soruya “ Allah “ denilerek cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
ANKEBUT 2 -3 : …….artık elbette Allah, doğru kimseleri bildirecektir. / İşaretleyip gösterecektir ve elbette yalancıları da kesinlikle bildirecektir / işaretleyip gösterecektir. Denilerek Mukattaanın sorusuna “ elbette Allah “ olarak cevap verilerek anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
RUM 2 – 6 : ………Allah, Kendisinin bir vaadi olarak dilediğine yardım eder. / dilediğini galip kılar. Allah vaadinden dönmez….. denilerek Mukattaanın sorusuna “ Allah “ olarak cevap verilerek anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
LOKMAN 2 – 5 : işte bunlar, ……..doğru yol kılavuzu ve rahmet olmak üzere yasalar içeren o kitabın ayetleridir. Denilerek Mukattaanın sorusuna “ Kitap ve ayetleri “ olarak cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
SECDE 2 : Kendisinde şüphe olmayan bu kitabın indirilişi, âlemlerin Rabbindendir. Denilerek Mukattaanın sorusuna “ Kendisinde şüphe olmayan kitap “ olarak cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
* Elif Lâm Mim Sâd kesik harfleri Araf Sûresinde yer almaktadır.
ARAF 1 : Elif Lâm Mîm Sâd ( Gücü, kuvveti elinde bulunduran, yücelten, eğiten, çekip çeviren yöneltene muhalefet eden, gürültü koparan ayrılıkçı, kâfir müşrik kimdir ? )
ARAF 2 : …………O’nun astlarından, yol gösteren, yardım eden ve koruyan sözde yakınlar / velilere uymayın. Denilerek Mukattaanın sorusuna “ Evliya denilen aracılara uyanlar “ olarak cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
* Elif Lâm Mim Râ kesik harfleri Rad Sûresinde yer almaktadır.
RAD 1 : Elif Lâm Mîm Râ ( Gücü, kuvveti elinde bulunduran, yücelten, eğiten, çekip çeviren, yönelten, önder, baş, lider, İlâh kimdir ? Kuvvetli, eğitici olan Nedir ? ) işte bunlar kitabın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen şey haktır / gerçektir. Lâkin insanların çoğu inanmıyorlar. Denilerek aynı ayetin içinde Mukattaanın sorusuna “ Rabbin gerçek olarak indirdiği kitap ve ayetleri “ olarak cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
* Elif Lam Râ kesik harfleri Yunus, Hud, Yusuf, İbrahim, Hicr Sûrelerinde bulunmaktadır.
YUNUS 1 : Elif Lâm Râ ( Gücü, kuvveti elinde bulunduran, yücelten, eğiten, çekip çeviren, yönelten, önder, baş, lider olan ) işte bunlar o yasalar içeren kitabın ayetleridir. Denilerek aynı ayet içerisinde Mukattaanın devamı olarak “ Yasalar içeren kitap “ olarak belirtilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
HUD 2 : Bu Kur’an Allah’tan başkasına kulluk etmeyin, sadece Allah’a kulluk edin diye…… denilerek Mukattaanın devamı olarak “ Kur’an “ olduğu belirtilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
YUSUF 1 : işte bu, o apaçık / açıklayıcı kitabın ayetleridir. 2 : Şüphesiz ki Biz onu akledersiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik. Denilerek aynı ayetin içinde Mukattaanın devamı olarak “ Apaçık / açıklayıcı kitap “ olduğu belirtilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
İBRAHİM 1 : Bu Bizim, insanları Rablerinin izni / bilgisi ile karanlıklardan aydınlığa çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Denilerek aynı ayet içinde Mukattaanın devamı olarak “ Kitap “ olduğu belirtilerek anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
HİCR 1 : Bunlar, Kitab’ın ve apaçık / açıklayıcı bir Kur’anın ayetleridir. Denilerek aynı ayetin içerisinde Mukattaanın devamı olarak “ Apaçık Kitap Kur’an ve ayetleri “ olduğu belirtilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
* Hâ Mîm kesik harfleri Mümin, Fussilet, Zuhruf, Duhan, Casiye, Ahkâf Sûrelerinde bulunmaktadır.
MÜMİN 1 : Hâ Mîm : ( Hidayet yolunu gösteren, yükselten, Allah yoluna davet eden ) 2 : Bu kitabın indirilişi, Çok güçlü, en iyi bilen, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çok çetin olan, bol nimet, ikram sahibi Allah tarafındandır. Denilerek Mukattaanın sorusuna “ Kitap “ olarak cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
FUSSİLET 2 – 4 : Arapça bir Kur’an olan, müjdeleyici ve uyarıcı olarak, bilen bir toplum için âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmış, yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden, engin merhamet sahibi Allah’tan indirilmiş bir kitap ! Denilerek Mukattaanın sorusuna “ Arapça bir Kur’an “ olarak cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
ZUHRUF 2 – 3 : Apaçık / açıklayan kitap kanıttır ki, Biz onu aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir okuma yaptık. Denilerek Mukattaanın sorusuna “ Apaçık / açıklayan kitap “ olarak cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
DUHAN 2 – 7 : Apaçık / açıklayan Kitaba yemin olsun ki………..
CASİYE 2 : Bu kitabın indirilmesi……..
AHKAF 2 : Bu kitabın indirilişi…… ifadeleriyle Mukattaanın sorularına “ Apaçık / açıklayan, indirilen Kitap “ ifadeleriyle cevaplar verilerek anlam bütünlükleri oluşturulabilmektedir.
* Hâ Mim Ayn Sin Kâf kesik harfleri Şûra Sûresinde bulunmaktadır.
ŞURA 1 – 2 : Hâ Mim Ayn Sin Kâf ( Hidayet yolunu gösteren, Allah yoluna davet eden, gören, gözetleyen yüksekte olan, gaflet içindekileri uyandıran, duyuran, toparlayan, derleyen, eğiten, düzelten, terbiye eden kimdir ? ) 3 : En üstün, en güçlü, en şerefli, mağlup edilmesi mümkün olmayan, mutlak galip olan, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen, sağlam yapan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder. İfadeleriyle Mukattaanın sorusuna “ Allah “ olarak cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
* Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd kesik harfleri Meryem Sûresinde bulunmaktadır.
MERYEM 1 : Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd (Toparlayan, derleyen, eğiten, düzelten, terbiye eden, hidayet yolunu gösteren, yükselten, Allah yoluna davet eden, gören, gözetleyen, bir iş yaptıran, seslenen, tarafından talimat, görev verildiği halde, karşı çıkanların, Nebilerle mücadele edenlerin, muhalefet edenlerin, gürültü koparan ayrılıkçıların, reddiyeci müşriklerin ve kâfirlerin ) 2 : Rabbinin kulu Zekeriyya’ya olan rahmetini anması ! ifadeleriyle Mukattaanın devamı olarak “ Zekeriyya’ya verilen rahmetin / peygamberlik görevinin “ anılmasının, kabul edilmesinin kâfirlerden istenmesiyle anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
* Tâ Sin Mim kesik harfleri Şuara ve Kasas Sûrelerinde bulunmaktadır.
ŞUARA 1 : Tâ Sîn Mîm ( Gidip gelen, çölde yolunu şaşıran, birisinin kapısını çalana duyuran, gaflet içindeki insanları uyandıran, çağıran, ikaz eden nedir ? ) 2 : Bunlar, apaçık / açıklayıcı kitabın âyetleridir. Denilerek Mukattaanın soru cümlesine “ Apaçık / açıklayıcı Kitap ve ayetleri “ olarak cevap verilip anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
KASAS 1 : Tâ Sîn Mîm 2 : Bunlar apaçık / açıklayıcı kitabın âyetleridir. Denilerek Mukattaanın soru cümlesine “ Apaçık / açıklayıcı Kitap ve ayetleri “ olarak cevap verilip yine aynı şekilde anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
* Tâ Sin kesik harfleri Neml Sûresinde bulunmaktadır.
NEML 1 : Tâ Sîn ( Gidip gelen, çölde yolunu şaşıran, birisinin kapısını çalana duyuran, gaflet içindeki insanları uyandıran, çağıran, ikaz etme olan ) 2 - 3 : Bunlar, salatı ikame eden, zekâtı / vergiyi veren ve ahirete de kesin olarak inanan kişilerin ta kendileri olan müminler için doğru yol rehberi ve müjdeci olmak üzere Kur’anın ve apaçık / açıklayıcı bir kitabın ayetleridir. Denilerek Mukattaanın ifadeleriyle “ Apaçık / açıklayıcı Kur’an ayetlerinin “ ifadeleri birleştirilerek anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
TÂHÂ SÛRESİ 1 : Tâ Hâ ( Gidip gelen, çölde yolunu şaşıran, birisinin kapısını çalana duyuran, işaret eden, hidayet yolunu gösteren, yükselten, Allah yoluna davet eden ) 2 – 4 : Biz, Kur’anı sana sıkıntıya düşesin / mutsuz olasın diye değil, ancak saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan kimse için bir öğüt olmak üzere yeryüzünü ve yüce gökleri oluşturandan bir indirişle indirdik. Denilerek Mukattaanın ifadeleri “ Biz “ ifadesiyle Allah’ın Zâtı birleştirilerek anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
YÂSÎN SÛRESİ 1 : Yâ Sîn ( Birine bir iş yaptırma, seslenme, talimat verme, görev verilenlere duyurma, gaflet içindeki insanları uyandırma, çağıran, ikaz eden, uyaran ) 2 : Hakim Kur’an kanıttır ki denilerek Mukattaanın ifadeleri “ Hakim Kur’an “ ifadesiyle birleştirilerek anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
SÂD SÛRESİ 1 : SÂD ( Nebilerle mücadele edenler, muhalefet edenler, gürültü koparan ayrılıkçılar, karşı çıkanlar, reddiyeci müşrikler ve kâfirler ) Öğüt şeref sahibi Kur’an kanıttır ki, 2 – 3 : Onlardan önce nice kuşakları değişime, yıkıma uğrattık Biz. Onlar da çağrıştılar. Ama artık kurtuluş vakti değildi. Aksine o kâfirler bir gurur ve bölünme içindedirler. Denilerek Mukattaanın ifadeleriyle “ Kanıt gösterilen Kur’an “ ayetlerinin ifadeleri birleştirilerek anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
KÂF SÛRESİ 1 : KÂF ( Toparlama, derleme, eğitme, düzeltme, terbiye etme olan Nebilerin görevlerini bildiren ) Çok şerefli / şanı yüce Kur’an kanıttır ki 22 : kesinlikle sen bundan duyarsızlık, bilgisizlik içinde idin. Şimdi senden perdeni kaldırdık. Artık bugün gözün keskindir. Kur’an sayesinde kurmay birisi oldun. Denilerek Mukattaanın ifadeleri “ çok şerefli / şanı yüce Kur’an “ ayetlerinin ifadeleri birleştirilerek anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
KALEM 1 : NÛN ( Balık / Bunalımda ne yapacağını bilmez, kapana düşen kimse gibi ) 2 : Sen Rabbinin nimeti sayesinde mecnun / deli bir kişi değilsin. Denilerek Mukattaanın ifadeleri ile Kur’an ayetlerinin ifadeleri birleştirilerek anlam bütünlüğü oluşturulabilmektedir.
Sonuç olarak Mukattaa Harfleri ile ilgili bugüne kadar münferit ve azınlıktaki çalışmaların dışında maalesef doyurucu, mantıklı, tutarlı ve ikna edici çalışmalar yapılamamış olup, bütün söylenenler, mantıkla bağdaşmayan, tutarsız ve ikna etmekten uzak, çelişkilerle dolu varsayım olduğundan, gerek resim, gerek şekil, gerek harf ve gerekse de sözcüklerle, kültürden kültüre değişen anlamlara bağlı olarak, eskilerin aktarımlarından öteye gidilememiştir. Bu konunun tam ve kesin olarak aydınlığa kavuşması için, Kur’anın İslam’ı adına diğer bir çok ayrıntıda olduğu gibi, yine dürüst, samimi ve gönüllü Kur’an erlerinin, daha sağlam, daha kesin, daha mantıklı ve ikna edici çalışmalarına ihtiyaç bulunmaktadır. Elbette ki ! Kur’anımızdaki değişik Sûrelerin başında bulunan Mukattaa Harflerinin, Kur’an ayetleriyle olması gereken anlam bütünlüğüne ulaşmak üzere bizim de bu şekillerde yaptığımız anlamlandırmaların kesin olduğunu söyleyemeyiz. Belki biz de yanılmış olabiliriz. Elbette ki bu yaklaşımımız eleştirilere de tamamen açıktır. Bu harflerin kesin kökenleri, anlamları ve kullanım şekilleri üzerine birçok soru işareti ve spekülasyon da bulunabilir. Bir çok kişi de harf ve yazının tarihi değişimi bağlamında Hurufu Mukattaanın Proto Sinaitik alfabe üretimindeki anlam karşılıklarına daha değişik ifadeler de yükleyebilir. Ama kesin olan inandığımız bir şey vardır ki ! Allah’ın zikri olan bu harflerin, ardından gelen ayetlerle mutlaka bağlantılı bir anlam bütünlüğü bulunmaktadır. Doğrusunu ise sadece ALLAH BİLİR ! Allah’ın selamı, rahmeti ve Kur’anın doğruları sizinle olsun !...
ALLAH DOĞRUSUNU EN İYİ BİLENDİR ! RAHMETİ VE KUR’AN BİZE YETER !
Temel Kaynak : HAKKI YILMAZ ( Tebyin ül Kur’an )
Hümeyra Gümüşhan : Yazının Tarihsel Gelişimi
Murat Özbay : Bilim Ve Kültür Aktarıcısı Olarak Yazı
Abdullah Önder : Hurufu Mukattaa
Mete Firidin : Proto Sinaitik Alfabede Hurufu Mukattaa anlamları
T.D.V. İslam Ansiklopedisi Hurufu Mukattaa ve Harfler
PDF GÖRÜNTÜLE PDF İNDİR